Yeşili korumayı biliyor muyuz?
23 Ağustos 2022
Hızla artan insan nüfuzu yanında hızla eksilen yönlerimizde mevcut. Dünya tıpkı insan vücudu gibi açılan yarasını, kendi yapısı gereği tamir eder. Lakin insanoğlunun tahribatı o kadar hızlı ve derin ki, maalesef dünya’nın kendi bünyesindeki enerji, o açığı kapatmaya yetmiyor. Günden güne azalan ormanlarımız, kirlenen denizler ve göller, nesli tükenen hayvanlar daha neler. Bu saydıklarımız maalesef insan’ın hırsı yüzünden oluşmaktadır.
Her şey terbiye ye muhtaç olduğu gibi insanın hırsı da terbiye ye muhtaçtır. Hırs iyi yönde insana fayda verir. Kontrolsüz hırs kötü neticeler verir.
Peygamber efendimiz ( sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki:
Hz. Enes’in (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Âdemoğlunun iki vadi dolusu malı olsa üçüncü bir vadi daha arzu eder. Âdemoğlunun karnını ancak toprak doldurur. Allah tevbe eden kimsenin tevbesini kabul eder.” (Müslim, Zekât, 116)
Diğer hadisi şerifte:
Enes b. Mâlik’in (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Âdemoğlu büyürken beraberinde şu iki şey de büyür: Mal sevgisi ve uzun ömür (dileği).” (Buhârî, Rikâk, 5)
Yeşili korumak kaldırım kenarlarına ağaç veya yol refüjlerine çim ekmeyle yapılan eylem değildir. Tek fertten başlar, devlet planına kadar ilgi alanına girer.
Örneğin Konya’mızın dillere destan Meram bağlarımız vardır. Veyahut bir zamanlar vardı. Villa kooperatifleri işgal etmeden önce. Bir dönem Meram’ın dokusunu korumak için 2500 metrekareye bir müstakil ev şartı koyulmuştu. Lakin sonraki gelen belediyeler korumaktan ziyade, sanırım imar oluşturabilmek için, koca koca bahçelerin ortasından yol açıp apartman dikmeyi uygun gördüler. Meram çayından gelen sulama suyu da biraz kısıtlanınca bu daha da hızlandı.
Yeşili korumak denilince, her yeşil alanın ortasına otel, villa, ağaç ev yapılacak anlamına gelmiyor. Bugün orman arazilerinin elden çıkmasındaki etkenlerin başında, yeşil kenarında evim olsun anlayışı gelmektedir.
Gittiğimiz piknik alanlarını pisletip gelmekte yeşili korumak değildir. Ormanlar hayat döngümüzün bir parçasıdır. Piknik alanları olarak gösterilmesinden vaz geçilmelidir.
Hayatın da bir ağaç ekmemiş insanlar, orman yeşillik, çayır çimen sevdasından bahsediyor. Doğa kampları, doğa yürüyüşleri bilmem neler yapılıyor. Çevreye zarar verilecekse kamp yapmayın, yürüyüşte yapmayın.
Adam reklam yapıyor “ doğası bozulmamış nadir yerlerden biri” diye. Amacın ne senin? “Gel burayı da bozalım” demek mi isteniyor? Herkes dere kenarında semaver de çay demleyip, ağaç ev hayali kurabilir. Lakin ormanlarımız ve yeşil alanlarımız, kişinin yaşam fantazilerine hizmet etmesi için değildir.
“Ben doğayı çok seviyorum” deniyor, ardından bir yığın çöp bırakıp dönüyor. Bu mu doğa sevgisi?
Bildiğimiz orman ve doğa anlayışını tekrar gözden geçirelim. Evet, gerekirse gezelim görelim. İmkânı olan herkes gitsin. Engellensin demiyoruz.
İsteğimiz çevre orman çayır, çimen asli haliyle kalsın. Hemen yanı başına dinlenme tesisi otel bilmem ne koyarak değil. Asli haliyle koruyalım. Gelecek nesillere orijinal orman ve çevre bırakalım.
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.