Son Dakika Haberler

Hasan Özkonyalı

Hasan Özkonyalı

​Helak edici manevi bir hastalık. "Karûnlaşmak"

06 Şubat 2023
Kârûn, Hazret-i Mûsâ’nın amcası veya amcasının oğlu idi. Tevrât’ı, Mûsâ -aleyhisselâm-’dan sonra en güzel o okurdu. Çok fakirdi. Hazret-i Mûsâ’nın duâsı berekâtıyla kendisine simyâ, yâni kıymetli maddelerden altın yapma ilmi verildi.
Kârûn, Mûsâ -aleyhisselâm-’a îmân etmeden evvel, Benî İsrâîl’in Firavun’un yanındaki temsilcisi idi. İdâresi altında bulunanlara eziyet ederdi. Îmân ettikten sonra, kendisini ilim, hikmet ve ibâdete verdi.
Ancak mel’ûn şeytan, insan kılığında yanına geldi ve onunla arkadaş oldu. Sonra fırsatını bulduğu birgün, dostâne bir tavırla:
“–Ey Kârûn! Başkalarından gelenlerle geçineceğimize, gidip haftada bir gün çalışalım; altı gün de ibâdet edelim!” dedi.
Bu fikir, Kârûn’a uygun geldi. Şehre indiler ve bir gün çalıştılar. Bu bir günlük çalışmaları mukâbilindeki ücretle de altı gün geçinip ibâdet ettiler.
İlk tâvizini koparmış olan şeytan bu sefer:
“–Ey Kârûn! Bak; kimseye muhtaç olmadık! Gel; bundan sonra haftanın yarısında para kazanalım, yarısında ibâdet edelim! Hem kazandığımız paranın fazlasını Allâh yolunda fakirlere infâk etme imkânımız da olur!” dedi.
Artık tâviz yoluna girmiş bulunan Kârûn’a, bu teklîf daha da câzip göründü ve bunu da kabûl etti.
Şeytan, hîlesini gerçekleştirmeye muvaffak olmuştu. Çalışma müddetini iyice artırdı:
“–Daha fazla çalışıp daha çok para kazanalım! Bu parayla hem ibâdet eder hem de daha fazla fakiri sevindiririz!” dedi.
Ve yavaş yavaş Kârûn’un kalbine dünyâ meyli ve muhabbeti girdi. Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm-’ın duâsıyla kendisine verilen simyâ ilmi ile de çok zengin oldu. Kalbi, dünyevî ihtiraslarla doldu. Bu arada bütün güzel ve nezih hasletlerini de kaybetti. Gurur ve kibre kapıldı. Oysa zenginliği, Hazret-i Mûsâ’nın öğretmiş olduğu ilim sâyesinde idi.
Kendimizi hakiki manada öz eleştiriye tabi tutmamız gerekiyor. Karun gibi kendimizi müslüman zannedecek mazeretler arkasına sığınıp dünyaperest olmuş olabilir miyiz?
Allahtan bol kazanç isteyip; sonra elimize para mal geçince, Allah’ın dini için çay kaşığı ile mi harcıyoruz?
Yoksa ‘’Müslüman da zengin olmalı, zengin kafirlere karşı bizimde zenginimiz olmalı’’ deyip, cumadan cumaya camide gözüken birimiyiz? 
Daha lüks yaşam için, dininden taviz verenlerden, Allah’ı ahireti unutanlardan mıyız?
Evini bir garibana kiralarken ‘’ evimiz parka bakıyor, cadde manzaralı vs.’’ deyip, kişinin cebindeki paraya göz mü dikiyoruz?
Kendisine nasihat edenler olunca ‘tırnaklarımla kazıyarak bu günlere geldim’’ diyerek, nimeti vereni, mülkün sahibinin Allah olduğunu bile bile kendimizi mi putlaştırıyoruz?
Kendine kebap başkasına ıspanak egosuyla ‘’ çalış Allah sana da verir’’ diye insanı aşağılayan, zenginliğin çalışma karşılığı değil, Allah verirse olacağını bilmeyen cahillerden miyiz?
Şeytan bizi Karunlaştırmak için hangi sapkın hallere koyduğunu acaba biliyormuyuz?
Hiç düşündük mü çoktan Karun gibi yerin dibine Allah bizi geçirdi de biz pembe rüyalar içindemiyiz?
Piyasadaki bu pahalılık, acımasızlık, artan dehşet verici kiralar, eline imkân geçiren zayıfı ezmesi sanki Karunlaşma hırsı olabilir mi?
Allah’ın dini İslam’a, Rasulullah Efendimizin (sallalahu aleyhi ve sellem) sünnetine şeriatına kulak tıkayarak bildiğini okumak Karûnlaşma alameti değil mi?
Öz eleştiri yapmak lazım. Allah -haşa- şaka yapmıyor. Küsüp darılacak durum yok. Aklımızı başımıza almamız gerek.
Âyet-i kerîmelerde şöyle buyruluyor:
“Kârûn, Mûsâ’nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazîneler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü-kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona şöyle demişti: «–Şımarma! Bil ki Allâh, şımarıkları sevmez!»” (el-Kasas, 76)
Allâh’ın sana verdiğinden (O’nun yolunda harcayarak) âhiret yurdunu iste; ama dünyâdan da nasîbini unutma! Allâh sana ihsân ettiği gibi, sen de (insanlara) ihsanda bulun! Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama! Şüphesiz ki Allâh, müfsitleri sevmez!” (el-Kasas, 77)
“Kârûn ise:
«–O (servet), bana ancak kendimdeki bilgi sâyesinde verildi.» dedi.
Bilmiyor muydu ki, Allâh, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helâk etmişti! Günahkârlardan günahları sorulmaz (Allâh onların hepsini bilir).
Derken, Kârûn, ihtişâmı içinde kavminin karşısına çıktı. Dünyâ hayâtını arzulayanlar:
«–Keşke Kârûn’a verilenin bir benzeri bize de verilseydi; doğrusu o çok şanslı!» dediler.
Kendisine ilim verilmiş olanlar ise:
«–Yazıklar olsun size! Îmân edip sâlih amel işleyenler için Allâh’ın mükâfâtı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.» dediler.” (el-Kasas, 78-80)
 
Rabbim bizlere kabul ettiğin kulluk uyanıklığı nasip eyle. Âmin.
 
 

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”