​Sanal âlemin de Rabbi Allah’tır

Aklımıza Allahtan gayri gelen her şeyi Allah c.c. yaratmıştır. Kurduğumuz hayalleri gördüğümüz rüyalar âlemini bile Rabbimiz yaratmıştır. O’nun yaratmadığı hiçbir şey zuhura gelmez. Gerçekleşemez. Yıllarca Müslümanları küçümseyen dünya ya tapanlar, hep şu mazereti öne sürdüler. “ Avrupa da bilim dünyası atomu parçaladı siz ne yaptınız?” Siz atomu parçaladınız bizde atomu yaratan Allah’a ’iman ettik. Gökte yerde ne varsa bize yüce yaratıcıyı hatırlatır.  Atomlarda öyle. Ama küfür ehlinin inkârını artırdı bizim imanımızı. Kazanan yine biziz.
Çağdaş bilim dünyası inkârcıların yeni putudur. Elde ettikleri yeni bilimsel verilerle her şeyi yapacaklarını, haşa Allah’ı bile mağlup edeceklerine inanıyorlar. Allah her zaman galiptir. Çünkü parçaladık zannettiğiniz atomlar Allah’ın askerleridir. Allah’ın bir emri ile başınıza neler geleceğini bilemezsiniz.

Modern bilim ve modern çağın(!) en önemli özelliği Allah’ı ve ahireti unutturmaktır. İnternet âlemi kurtarılmış serbest bölge değildir. Sanal dünyada Allah’ın hükmü geçmiyormuş gibi bir algı oluşamaz. İstediğin gibi internette at koşturamazsın. Sanal kumarlar, oyunlar, siyasi tartışmalar, video vs. bugün bize Allah’ı unutturmak için tasarlanmış helvadan putlar.  İnternetin faydası da var elbette. Lakin bugün İslam’ı tebliğ ettiğini zanneden birçok genç, İngilizce şarkı eşliğinde cami ziyareti videoları çekiyor, oynak müzik videoları ile kuranı kerim okuyormuş pozları veriyor. Şeytan Allah ile de kulları kandırır.

Ayeti Kerimede: “Onlara soracak olsan mutlaka, “Biz lafa dalıyor eğleniyorduk, hepsi bu!” derler. De ki: “Siz Allah ile, O’nun âyetleriyle ve peygamberiyle mi eğleniyordunuz?” ( Tevbe 65)  İnternetin büyüsüne kapılan insan gününün 5-6 saatini harcıyor. Aklına Allah’ı zikretmek gelmiyor.
Rabbimiz Kuranı Kerim de buyuruyor ki: “Allah’ı unutan, bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar gerçekten yoldan çıkmışlardır. (Haşr 19)” İnternet kullanırken kulluk makamından uzaklaştırıyorsak fitnenin içindeyiz demektir. Allah görüyor biliyor her şeyden haberdar. Okunan ezanı duyamayacak kadar veya ezan okunsa da aklına namaz kılmak gelmeyecek kadar Allahtan uzaklaşmak kula verilen en büyük cezalardan biridir.

Kapitalist dünyanın en kötü büyüsü insanlara Allah’ı unutturmak, içinde Allah ve Resul’ü olmayan bir dünyada yaşamalarını sağlamak. Yaratan ve hayat veren yaratıcıyı hayatına müdahaleye müsaade ettirmemek.  Sanal âlem de bugün insanlar istedikleri haramı suçu işleyebiliyor. Ve sonra da gerçek dünyada bu suçları yapmadığı için adeta vicdani bir rahatlık içinde olabiliyor. Ne acayip! Dikkat! Şeytanın kadim projesi adım adım işliyor.  “İblîs, “Rabbim! Benim sapmama imkân verdiğin için yemin olsun ki ben de yeryüzünde onlara (günahları) şirin göstereceğim ve -aralarından senin samimi kulların hariç- onların topunu kesinlikle yoldan çıkaracağım.” ( Hicr  39-40)

Resûlullâh Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki:
“Kıyâmet günü kul (hesap vermek üzere huzûr-i ilâhîye) getirilir. Allâh Teâlâ:
«–Ben sana göz, kulak, mal ve evlâd vermedim mi? Sana hayvanları ve nebâtâtı Mûsâhhar kılmadım mı? Seni bunlara sahip kılıp onlardan istifâde ettirmedim mi? Bu kıyâmet gününde Ben’imle karşılaşacağın hiç hatırına gelmedi mi?» diye soracak.
Kul da: «Hayır» diyecek.

Allâh Teâlâ Hazretleri:
«Öyleyse bugün Ben de seni unutacağım, tıpkı senin (dünyada) Ben’i unuttuğun gibi!» buyuracak.” (Tirmizî, Kıyâmet, 6/2428)
Tefekkür ufkumuzu enginleştirip imanımızı pekiştirmesi için Rabbimizin ayetlerini okuyalım. 
Ayeti Kerimelerde Rabbimiz şöyle buyurur:

“O gün, (dünyada iken) yapmış olduklarına dilleri, elleri ve ayakları şahitlik eder.” (en-Nûr, 24)
“Bugün onların ağızlarını mühürleriz de yaptıklarını bize elleri anlatır ve ayakları da şahitlik eder.” (Yâsîn, 65)
“Nihayet oraya vardıklarında; kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları işler hakkında aleyhlerine şahitlik edecektir.” (Fussilet, 20)
“Onlar derilerine:
«‒Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?» derler.
Derileri de onlara:
«‒Her şeyi konuşturan Allah Teâlâ, bizi de konuşturdu. İlk defa sizi O yaratmıştır ve yine O’na döndürülüyorsunuz.» derler.” (Fussilet, 21)[1]