Son Dakika Haberler

Hasan Özkonyalı

Hasan Özkonyalı

​Restorasyon hezimetleri

26 Nisan 2022
Malumdur ki milletçe çok zengin dini ve kültürel mirasa sahibiz.  Türkler İslamiyet’i kabulünden sonra, dinimiz İslam’a ve insanlığa en mükemmel hizmeti yapmışlar, tarihimize kıyamete kadar unutulmayacak izler bırakmışlardır. Sadece tek bir alanda değil devlet idaresi, ilmi, mimari, tıp, musiki, sanatsal vb. alanlarda da eşsiz hizmetlere damga vurmuşlardır. Bugün ecdadımızın yaptığı bunca kaliteli hizmetleri taklit bile edemediğimiz aşikârdır. Taklit etmeyi geçtik elimize yüzümüze bulaştırıyoruz.

Ecdadımızın bıraktığı manevi ve kültürel miraslar gelecek kuşaklara bırakacağımız gizli bir okul hükmündedir. Bu eserlerin kimi gözükür kimi gözükmez. Hepsi topyekûn bize ve gelecek planlarımıza ışık tutacak güçtedir. Önemli eserlerimizin başında görünür nitelikte olan mimari eserlerimiz gelir. Onlara gözümüz gibi bakmalı ve korumalıyız ki gelecek kuşaklarımız, atalarımızın ne kadar çalışkan ve insanlığa ne kadar kaliteli verimli işler yaptıklarını görsünler. Camiler, hanlar, hamamlar, köprü ve türbeler saymakla bitmez. Mimarların reisi  Mimar Sinan’ın dört yüze yakın eser yaptığını hesap edersek, çok kıymetli hazinelere sahibiz demektir. 

Rahmetli Cerrahi Tarikatı Şeyhi Muzaffer Ozak hazretleri, yurt dışından gelen bir misafirini gezdirmesi için Ömer Tuğrul efendiyi yanına mihmandar olarak veriyor ve İstanbul’u gezdiriyor. Mimar Sinan’ın ve Kanuni Sultan Süleyman’ın hayratı Süleymaniye’yi görünce şunu demiştir: “ Süleymaniye’nin kubbesini ters çevirip içini elmas, yakut en değerli taşlarla doldursanız, yine de bu eserin kıymeti etmez “ demiştir.  Yine bir alman Profesör Konya Alâeddin camimizin abanoz ağacından yapılma minberini görünce şunları demekten kendini alamamıştır: “ Yeni nesil bu şahane eserlerin kıymetini bilmiyor. Ben Almanya ile bu minberi takas ederdim.” Heyhat birçok abanoz ağacından yapılan minberlerimiz yağlı boya ile boyanmış konumdadır.

Gelelim eserlerimiz ve miraslarımızı koruma konusuna. Bu noktada yine çok geride olduğumuzu itiraf etmeliyiz. Aslına uygun adı altında eserlerin gerçek yüzleri kaybolup gitmektedir. İşin ehlinden önce kendi tarihini ve kimliğini iyi bilen ekiplere ihtiyaç vardır. Bir tarihi eseri yine en iyi o eserin kendisi anlatır. Eski ustaların kullandığı taktikleri ve malzemeleri çimentoyla değiştirerek eser tamir edilmez.

Avrupa da tarihi eserlerin tamirleri esnasında ilk yapan ustanın ahşaba verdiği görüntüyü elde etmek için elektrikli hızar kullanmadıklarını ve el testeresi ile ahşabı kestiklerini görmüştüm. Biz hızarla doğradığımız ağacı taşı esere yapıştırıyoruz. Eski taşların üzerin de dişli keser izleri varken, dosya kâğıdı gibi dümdüz taşı, eski taşın yanına koyuyor arkadaş. Uydu mu? 

Aslına uygun olacaksa madem, eserin duvarları kerpiçten, sen tutuyorsun ikinci kalite tuğla ve çimento ile duvar örüyorsun. Aslına göre değil aslından çalmadır bu. Aslında çamur sıva yapılmışsa sende çamur sıva yapacaksın. Çimento sıva nasıl tarihi eserin aslı oluyor yahu.
Tarihi evlerde pencere kapı uyumları ebatları katledilerek başka görünüme sokulmaktadır. Gerçek yüzü kaybolup gitmektedir.

Beş yıl civarında Restorasyonu süren Konya Sultan Selim Camii ayrı bir muamma. Tuttular caminin içini beş metre kazdılar. O dönem Konya Vakıflar İl müdürlüğü yapan İbrahim beyle yaptığımız görüşme de adamcağız veryansın ediyordu. Hiçbir tarihi caminin temeli içerden kazılmayacağını ve beton ile doldurulmayacağını söylemişti. Ayrıca caminin muhteşem mermer minberinin de sökülmesinden son anda kurtardığını söylemişti. Şu anda caminin içine üç basamakla giriliyor. Yanlışlıkla dökülen betonun kot farkı yüksek olmuştur. Maalesef bu kadar yapılan masrafa ve hatalara rağmen caminin güney kıble duvarındaki çatlamalar durdurulamadı.

Önceki dönem Meram belediye başkanı Fatma Toru döneminde 800-900 yıllık faal haldeki Sahipata ırmağının üstü kapatılıp görünmez hale getirildi. Ayrıca yüzlerce yıldır bağların bahçelerin önlerinden Meram derenin suyunu bahçelere ulaştıran kanallar da kapatılıp görünmez kanal haline getirilmiş ve meramın otantik güzelim görüntüsü bozulmuştur. Meram bağları bahçeleri bizim en önemli tarihi kimliğimiz ve mirasımızdır. Şiirlere methiyelere konu olmuştur.  Maalesefgüzelim meram bağlarımız ve bahçelerimizde villa kooperatiflerine kurban edilmiştir. Meram belediyesi önünden geçen yol, koskoca bağların bahçelerin içinden geçirilerek yol kenarları imara açılmıştır. Ah para neler yaptırıyor insana. Meram korunamamıştır. Üzücü bir durum.

Son olarak da Hazreti Pir Mevlana Hazretlerinin yeşil türbesinin tadilatına gelelim. Orijinal rengi olan turkuaza dönecek dediklerinde baya sevinmiştik. Ben inşaat mühendisi değilim ama babadan dededen geleneksel yolları, hayat tecrübesiyle duydum ve biraz gördüm. Dedelerimiz “kışın yapılan inşaat sıva tutmaz” derlerdi. Türbenin tadilatı esnasında her oradan geçişte “bunlar bu soğukta çini yapıştırıyorlar inşaallah tutar” diye içimden geçiriyordum. Çünkü kış ayazında harç istenilen mukavemeti gösteremez. Aslına uygun yapılacaksa atalarımızın üslubuna göre, havalar sıcakken ve horasan harcı ile yapılması gerekir. O kadar yapılan masraf emeğe yazık değil mi? İşte daha birkaç ay geçti dökülmeye başladı.

Dedelerimizin yaptıkları beş yüz sene giderken bizim yaptıklarımız altı ay dayanmıyor. Dedim ya taklit etmeyi geçtim, elimize yüzümüze bulaştırıyoruz. Bu eserler bizim en önemli sigortalarımız. Kaybolan kayboldu. Kalanları için bari beş fazla harcayalım ve işi ehline verelim de kıyamete kadar bu topraklar üzerinde nefes almaya devam etsin. Vesselam.

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”