Son Dakika Haberler

Ahmet Dur

Ahmet Dur

​Ramazan coşkusu bu yıl başka yaşanıyor

02 Nisan 2022
Mübarek Ramazan ayına girdik çok şükür. İki yıldır salgın nedeniyle buruk yaşanan Ramazan, bu yıl büyük bir coşkuyla edâ edilecek inşallah. Camiler ışıl ışıl, imamlarımız coşkulu. Mahyalar selâm veriyor gökyüzünden, bir birinden anlamlı mesajlarıyla haykırıyor insanlığa.
Ayasofya Camii olarak açıldı ama salgından dolayı teravih kılınamamıştı. İlk teravih namazında binlerce insan Ayasofya’ya akın etti. Camiye sığmayan müminler meydanı da doldurdular. Belediyeler hazırlıklarını çoktan tamamladılar. Bazıları iftar çadırı kurarken birçoğu evlere ulaştıracak iftarlık sıcak yemekleri. İftar öncesi, iftar sonrası sohbet programları, orta oyunu gösterileri, çocuk oyunları, tasavvuf konserleri bizleri bekliyor. Türkiye Diyanet Vakfı ‘Kitap ve Kültür Fuarı’nı bu kez Fatih Camii’nde kuruyor. Bu yıl 39’uncu kez kurulacak olan köklü fuar yine seçkin yayınevlerini ve sayısız değerli kitabı halkımızla buluşturacak.
 
‘Annemin Sesi’ Çıktı
Araştırmacı gazeteci Tülay Demir Oktay’ın merakla beklenen kitabı Annemin Sesi, Turkuvaz Kitap etiketiyle çıktı. Kitap, HDP’nin gençler üzerinden yaptığı oyunu ve PKK terör örgütünün içyapısını yaşanmış olaylar ve çarpıcı detaylar üzerinden anlatıyor. Herşey, tüm Türkiye’nin ‘Hacire Anne’ olarak tanıdığı acılı bir annenin isyanıyla başladı. Hacire Anne, elinde bir çekiçle HDP Diyarbakır İl Binası’nın camlarını tuzla buz etti, ardından, ‘Çocuğumu almadan buradan hiçbir yere ayrılmıyorum!” diyerek kapı önünde oturma eylemi başlattı.

Bu kitapta kendi iradeleriyle evlenmeleri bile mümkün değilken, dağa götürülmüş ve henüz 8, 12, 15 yaşlarındayken ellerine silah verilmiş küçücük, gencecik çocukların hikâyelerine tanıklık edecek, kızı için ağıtlar yakan Türkân Anne ve evlat nöbetindeki diğer annelerin içimizi yakan acılarına siz de ortak olacak; Ayşegül Anne’nin, ‘Evladımı sizden söke söke alacağım!’ diye haykıran sesini duyacaksınız.  Annemin Sesi’nde, ‘Televizyonda annemi gördüm. Annemin sesini duydum ve kaçtım...’ diyen Mustafa’nın ve diğer evlâtların yaşadıklarını ve tüm açıklığıyla PKK terör örgütünün yaşattıklarını bulacaksınız.Sadece Türkçe değil, İngilizce ve Felemenkçe olarak da yayımlanacak olan Annemin Sesi, üç yıllık titiz bir çalışmanın sonucunda tamamlandı. Tülay Demir Oktay, kitabını niçin üç farklı dilde yazdığını anlatırken, “PKK terör örgütünün gerçek yüzü, yurt dışında pek fazla bilinmiyor. Oralarda ne annelerin mağduriyetinden haberdarlar ne de kaçırılan gençlerin çektiği acılardan… İşte ben, kitabımı İngilizce ve Felemenkçe olarak da kaleme alırken hem acılı annelere birazcık nefes olmak hem de Avrupalılar’a işin doğrusunu göstermek istedim. Amacım terörün gerçek yüzünü fark etmeleri, PKK denen kanlı örgütün kandırıp dağa kaçırdığı gençlerin seslerini işitmeleriydi” diyor. Turkuvaz Kitap etiketiyle raflarda yerini alan Annemin Sesi kitabının tüm gelirleri Diyarbakır annelerinin hizmetinde kullanılacak.

‘Flaşbellek’ Tam Not Aldı
Usta yönetmen Derviş Zaim’in imzasını taşıyan Flaşbellek filminin özel gösterimi yapıldı. Film, izleyen sinema yazarları ve gazeteciler tarafından tam not aldı.8 Nisan Cuma günü sinemaseverlerle buluşacak film için Derviş Zaim, “Pandemi vizyon tarihini biraz geciktirdi ama sonunda buluşacağız. Oyuncu kadromuzdan çok memnunum. Arap dünyasının en büyük iki oyuncusu Saleh Bakri (Ahmet) ve Sara El Debuch (Leyla) filmde rol aldı. Film Arapça çekildi. Suriye ile ilgili ve Suriye savaşıyla ilgili bu denli geniş bir film ilk kez yapıldı. Bu yüzden çok kolay yapılamayacak bir projeyi gerçekleştirdiğimizi düşünüyoruz. Özellikle Arap oyuncularla çalışmamım sebebi daha inandırıcı olması içindi. Arap dünyasını çok etkileyecek bir film olacak. Filmi çekerken Suriye savaşı vardı şimdi de Rusya - Ukrayna savaşı var. Ben bir sinemacı olarak konuşuyorum. Bu savaşların sadece Türkiye’ye etkisi değil, orada yaşananların da işlenmesi gerekir. Flaşbellek böyle bir film. Sinemanın gücünden faydalanan bir film. Bir film her şeyi değiştirmez ama film olmadan da değişmez” dedi.
Flaşbellek’te uzun ve önemli uluslararası kariyeriyle tanınan usta görüntü yönetmeni Andreas Sinanos da görev aldı. Ustaların yanı sıra Suriye savaşında yurtlarını, ailelerini kaybeden genç oyuncular da var. Şeza rolünü üstlenen Hanin Abaji ile filmde üçü de rol alan Hedi (İsmail karakteri), Bisen (vurulan küçük kız karakteri), Favaz Ömer (Taksici karakteri) kardeşler, film ile bir nebze de olsa hikâyelerini anlatma fırsatını yakalamış oldu. Filmde; savaş esnasında aldığı yara nedeniyle konuşmakta zorlanan Ahmet’in başından geçenler, ironik hikâyenin temelini oluşturuyor. Ahmet hayatını korumak için ya susmalı, ya da ölümü göze alıp şahit olduğu berbat şeyleri kamuoyuna aktarmalıdır.

Suya Dair İki Eser:
Dünden Yarına Su ve Söz Konusu Su
Yusuf Tosun’un suya dair iki güzel kitabı yayımlandı. Suyun dünüyle birlikte yarınına da ışık tutan Dünden Yarına Su ve Söz Konusu Su kitapları, yazarın hem yılların su ile ilgili tecrübelerinin hem de suya dair okuma ve araştırmalarının ürünü iki kıymetli eseri. Yerine başka bir şey ikame edilemeyecek olan suya dair söylenmedik ne kaldı bu gök kubbede, demeyin! Asıl şimdi su ile ilgili söylenecekler önemli.  Söz konu su olunca yaşam başka bir çehre takınıyor. Su, özellikle son zamanlarda yaşanan küresel iklim değişimiyle birlikte çok daha önemli bir hale geldi. İşin doğrusu su, çevresinde olup biten her şeyi kaydetti ve halen de kaydetmeye devam ediyor. Ve bu kayıtlar neticesinde durum artık dayanılmaz hale gelince su bizimle konuşmaya başladı. Su lisanınca uyarılarda, tavsiyelerde bulundu/bulunuyor.
Gelecekte de insanlık hikâyemizin devamı suyla olan iletişimimize bağlı gözüküyor. Suyu yutarak boğulmak da var, içerek yeniden dirilmek de var bu süreçte. Yani varlığımız suyun varlığına bağlı gözüküyor.

Böylesi bir halet-i ruhiye ile kaleme alınan su eksenli yazılar ‘Söz Konusu Su’ adı altında kitaplaştı. Suyun hafızasından tutun da canlı ve akıllı haline değiniliyor. Suyun birleştirici ve iyileştirici gücü hatırlatılıyor. Yine suyun davranışlarından yola çıkılarak karşılıklı bir hasbihâlde bulunuluyor. Ayrıca suyun iki hidrojen ve bir oksijenden (H2O) daha fazla anlamlar ihtiva ettiğinden bahsediliyor. İşin doğrusu bugün yüzyıllardır suya müdahalemizin neticelerini yaşıyoruz bir bakıma. Kuruyan göller, susuz kalan dereler, çatlayan toprak, zamansız seller, kavurucu sıcaklar, kuruyan ağaçlar… hepsi ama hepsi bizim suya, tabiata müdahalemizin sonuçları olarak bize geri dönüyor. Dünden Yarına Su  kitabında dünyada ve ülkemizde mevcut sularla ilgili hatırlatmayla birlikte suyun dünü bugünü ve yarınına da ışık tutuluyor. Sanal su ve su ayak izi ile bir durum tespitinde bulunuluyor. Su çatışması ve paradoksuna dikkat çekiliyor.  Su yönetiminin önemine vurgu yapılıyor. Ayrıca İstanbul su medeniyeti ve suyun çeşme, hamam hali ile ilgili hatırlatmalara da yer veriliyor. Tabii suya gönül veren hizmet erleri yani ‘suyolcuları’ da selamlanıyor bu çalışmada. 

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”