Korku sadece insanoğluna has bir olgu değildir. Hemen her mahlûkata has evrensel boyutu vardır. İnsan için korku menfi taraflı, yani dünya için olursa kişiye fitne olabilir. Ama müspet manada olursa örneğin: “Allah korkusu, ahiret, hesap verme korkusu “ gibi. İşte bu korku hem dünya hem ahirette kul için rahmet olur.
Şeytanın en güçlü silahlarından biri korku fısıltılarını gelecek kaygısıyla mayalayarak, ümitsizlik ve karamsarlık filizleri yetiştirmektir. Şeytan hakka karşı şüphe odaları inşa edip insanı o odalarda hapseder. Kul oradan çıkmayı başaramazsa, her mevzuya şüpheci bakan, küçücük olaydan korkan bir insan haline gelir.
Hâlbuki Müslüman şecaatlidir ve tek korktuğu merci Allah (celle celalühü) dır. Allah’ın kudretine kulun iradesi etkili olamaz. İlahi kaderi kul değiştiremez. Kur’an-ı Kerimde Allah c.c. şöyle buyuruyor
“Allah’ın izni olmaksızın hiçbir musîbet başa gelmez. Kim Allah’a iman ederse, Allah onun kalbini hakka ve doğruya açar. Allah her şeyi hakkıyla bilir.” (Teğabun, 64/11).
Bir gün Abdullah b. Abbas, Resûlullah’ın (salllahu aleyhi ve sellem.) devenin terekesinde arkasına binmiş, aynı binek üzerinde yolculuk yaparlarken Hz. Peygamber ona şunları söylemişti: “Delikanlı! Sana bazı şeyler öğreteceğim. Allah’ı gözet ki Allah da seni gözetsin. Allah’ı gözet ki Allah’ı daima yanında bulasın. Bir şey istediğinde Allah’tan iste! Yardıma muhtaç olduğunda Allah’tan yardım dile! Şunu bil ki bütün insanlar sana fayda vermek için toplansa Allah’ın takdiri dışında sana faydalı olamazlar. Ayrıca bütün insanlar sana zarar vermek için toplansa Allah’ın takdiri dışında sana hiçbir şeyde zarar veremezler. Bu konuda kalemler kaldırılmış, sayfalar(daki yazılar) kurumuştur.” (İbn Hanbel, I, 293)
İlahi hakikatler gayet net, açık, berrakken; aciz insan gelecek, rızık vs korkulardan kendini çok zaman kurtaramaz.
Son zamanlarda Şeytanın temsilcileri yeni bir reklam propagandası başlattılar. Bu patırtının ismi “Su savaşları, gıda kıtlığı.” Neymiş dünya su savaşları ve gıda krizine doğru gidiyormuş. Haşa! Sanki rızık bunların elinde. Siz kimsiniz? Asrın modern cellatlarından başkası olamazsınız.
Bilim adamları yıllardır şunu söylediler. Hatta okul kitaplarına bile geçti ki verilen bilgi “Dünya yaratıldığından beri su miktarı hep aynıdır” şeklindedir. Bilim dünyası bunu kabullenmiştir. Su miktarı asla değişmiyor ve kıyamete kadarda aynı kalacak. Çünkü suyun Rabbi Allah’tır.
Peki, tüm dünya da böyle bir gerçek varken, insanları susuzluk ve açlıkla neden tehdit ediyorsunuz. Ama akıl hocanız şeytan olunca tabi normal. Allah bir insanı yaratmadan önce rızkını yaratır. Kişi dünyaya geldiğinde rızkının üzerine doğar. O rızkı yiyip bitirmeden ölmez.
Allah c.c. yarattığı tüm mahlûkatın rızkını üzerine almıştır. Teşbihte hata olmasın “ ben yarattım ben bakacağım” buyurmaktadır. Efendim neymiş “dünya nüfusu artmış, bu kadar insan ne yiyip içecekmiş”.
Allah’ın belasına toslayın da helak olun, yok olup gidin asrın firavunları, sahte ilahları.
Allah dilerse İsa (a.s.)ın havarilerine indirdiği gibi gökten hazır sofra indirir, inanan inanmayan herkesi Rahmetiyle kuşatarak yedirir içirir. ( Bknz: Maide 112-115) Allah’ın her şeye kudreti yeter.
Sizin yapmanız gereken, Allah’ın nimetlerini tahrip etmeden, yeryüzüne adaletle taksim etmenizdir. İsrafsız hayat modelleri ile nimetlerin aslında yedi milyar değil, on beş milyara yetecek çoklukta olduğunu insanlığa göstermenizdir.
Kâfirlik yaparak başka insanların hakkını gasp ederek, tohumların genetiğiyle oynayarak verimi düşürmek, asitli gübrelerle toprağı öldürmek ahlakını bırakın. Hem hainliği yapıp bir yandan “su yok gıda yok” propagandası yapmanıza şuan kargalar gülüyor.
Elhamdülillah bizler Müslümanız. Sizin planlarınızı Allah bize gösteriyor. Oyunlarınıza asla gelmeyeceğiz. Öyle inanıyoruz ki bir gün Allah sizin tüm oyunlarınızı bozacak. Ve bizde o gün şükür secdesine kapanacağız.
Rabbimize imanımız sonsuz ve sağlam. Ku’an-ı Kerim de Allah c.c. buyuruyor:
“Allah iman edenlerin velisidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin velileri ise sahte tanrılardır; onları aydınlıktan çıkarıp karanlıklara sokarlar. İşte bunlar ateşliklerdir, bunlar orada devamlı kalıcıdırlar.( Bakara 257)”