HANi!?
08 Şubat 2022
Âdem atamızdan bu yana, insanlığın başına gelen tüm bela ve helakler, Allah’a ( celle celalühü) verdikleri ahdi bozdukları, gönderilen Peygamberlere asi oldukları sebebiyle olmuştur. İnsan çabuk unutur ve kalp dünyası çabuk etkilenir ve hemen döner. Bulunduğu ortama göre şekil almaya başlar. Hatta aldığı bu şekilden haberi bile olmaz. Kadim düşmanımız şeytan da insanın ayağını böyle sessizce kaydırır. Birde bakarsın çukurun dibine çoktan inmişiz ama iş işten geçmiştir.
Her devrin ideolojik, haktan sapmış felsefik akımları, daha değişik sebepler insanı etkiler ve kişinin zemininde sağlam bir iman ve İslam eğitimi de yoksa yönünü çabucak değiştirir.
Maddi sıkıntılar, zorluklar insanın sabretmesi noktasında zor olduğu için akıl menfaate, eğri doğru demeden kolaya doğru meyletmeye başlar. Bazen vicdanıyla muhasebe yapar savaşır ama kazanan azdır.
Verdiğimiz bir söz vardı hani… Ne yaptık? Hala sözümüzde sadık mıyız yoksa üç kuruş dünya sıkıntıları için terk mi ettik?
Hani Akabede Rasulullah’a verilen sözler ‘’Akabe beyatı’’ olarak bildiğimiz bu ahit, sadece orada bulunan sahabeleri ilgilendiriyor sanıyorsak aldanırız. Orada verilen söz ve ahit kıyamete kadar tüm Müslümanları ilgilendirir. Hiç düşündük mü?
Hani söz vermiştik ta ‘’ Elest meclisin de’’ Rabbimize ‘’evet sen bizim Rabbimizsin tek İlahımızsın’’ diye. Kalp dünyamız sadece Allah’a mı ait yoksa başkaları çoktan geldi yerleşti mi!?
Hani tek yol İslâmdı? Minarelerin ucuna, bebeklerin avucuna, okyanusun göbeğine hak yol İslam yazacaktık? Nerede söz veren dava erleri, dilleri kükreyen sözde öncüler?
Hani İslam davasını önüne hiçbir şey geçemezdi? O öyle ulvi davaydı ki, gökteki hilal bizim sembolümüz olmuştu. Küffarın en yüksek kiliselerinden bile yüksek hilalimiz var diye seviniyorduk?
Hani İslâm adına biri yardım ederse İslam menfaatine orada olacaktık. Din kardeşimizle beraber uykusuz nöbetler tutacaktık.. Dinimiz davamız İslâm’a uzanan eli kıracaktık?
Hani Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) efendimizin bir saç teline zarar geleceğine bize gelsin demiştik. Rasulullah’a sövüp sayan sözde hoca(!) müsveddelerine bile bir şey diyemeyen dillerimiz, verdiği sözleri unuttu mu?
Hani Müslüman kardeşimizle ekmeğimizi bölüşüp onu yarı yolda aç susuz bırakmayacaktık? Egoist, bencil, vurdumduymaz bir kimlik hani bize yakışmazdı? Merhamet abidesi şefkat neferi olacaktık?
Hani işkence altında inleyen Bilal-ı Habeşi, ilk İslam şehidi Yasir ve ailesini, Bedir ve Uhud muharebelerini hoca efendi den dinlerken gözyaşları döküyor ‘’ Allah’ım bizleri de imanımız da samimi eyle’’ diye dua ediyorduk.
Hani Karnına açlıktan taş bağlayan Peygamber efendimiz ve ashabı dava yolunda çekilecek sıkıntılara örnekti bize? Bu yolda aç ve susuz kalmadan, zorluk olmadan cennet olmayacağına bize delildi?
Peki, ne oldu bize? Artık kabuğuna çekilmiş Müslümanlar görüyoruz. Ne coşkulu İslami sohbetler, ne kandil geceleri kaldı. Biraz hayat pahalılığı gördük diye davamızı yarı yolda mı bırakacağız? Biraz cebimizden fazla para çıktı diye münafıklarla işbirliğine mi gideceğiz. Dünya menfaati İslam davamızın yerini aldıysa, vah bize vahlar bize…
İmanımızın samimiyeti, davamızda muhabbet teslimiyet cebimize dokununcaya kadarmıydı? Cebimizi kim doldurursa onun yanındayız öylemi? Kim daha güzel dünya vaad ediyorsa onun yanındayız öylemi?
Kendimize suçu aramayı bırakalım artık. Tepeden tırnağa hepimiz suçluyuz.
Rabbimiz Kur-an’ı Kerim de ne buyuruyor:
De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından endişe ettiğiniz ticaretiniz ve hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah buyruğunu (kıyameti) gerçekleştirinceye kadar bekleyin. Allah günaha saplanmış kimseleri hidayete erdirmez.
( TEVBE 24)
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.