​GENÇLİK EROZYONU

Malumdur ki, her fikir akımının hedefi gençliktir. En berbat ideolojilerin bile hedef kitlesi gençliktir. İnsanların neslinin devamı gibi, fikirlerin de uzun ömürlü olma çabası vardır. Ama şuurlu ama şuursuz. Bizler hakikat güneşi İslam dinine iman etmiş Müslüman toplum olduğumuz için, bizim çabamız gayretimiz elbette Allah için, o’nun rızası doğrultusunda olmalıdır. 

Tabiidir ki batıl dinlerde vardır ve olacaktır. Onlarda kendilerinin gerçek inanç ve fikir olduğunu savunacak, çalışma ve gayret gösterecektir. Ama kak/doğru birdir. Doğruyu gösteren yolda birdir. Âdem (a.s.) ile şeytanın mücadelesi kıyamete kadar devam edecek. Bize düşen hak tarafını seçip orada olmaktır.

Alemlerin Rabbi Allah (c.c.) buyuruyor ki:
“Kim İslâm’dan başka bir din arama çabası içine girerse, bilsin ki bu kendisinden asla kabul edilmeyecek ve o âhirette ziyan edenlerden olacaktır. (Âli İmran 85)”
Demek ki kıyamete kadar hak din İslam’ın dışında geçersiz dinler, inanç akımları mutlaka olacaktır. Allah ayağımızı İslam üzerinde sabit tutsun kaydırmasın.

Peki çağımız gençliğine hakikatleri anlatma noktasında başarı oranımız hangi seviyede dersek, maalesef burada sınıfta kaldık. Hızla gelişen dünya standartları, fikir akımları, teknolojik yenilikler karşısında afallamış, donuklaşma sürecine girilmiştir. 
Daha çocuklarımızı internet telefonun şerrinden nasıl koruyalım diye sadece konuşma aşamasındayken, bakıyorsunuz metaverse fitnesi hortladı. Paralel evren, paralel dünya. Kendi para birimi bile var. Allah’a kafa tutan çağımız firavunlarının (haşa) “bak senin birçok şeye izin vermediğin dünyandan başka bir dünya yaptık(!) orada her şey serbest” dercesine bir sistem. Ve istismara çok açık bir alan. Yakında her türlü pisliğin rahatlıkla yapılabileceği şer merkezi olabilir. 

Şunu unutmayalım Allah sanal aleminde Rabbidir. İnternet aleminin de Rabbi Allah’tır. Allah müsaade ettiği için internet ve sanal dünya insanlığa hizmet ediyor. Allah izin vermese hayal bile kuramayız.
      Alemlerin Rabbi Allah (celle celallühü) Kuran-ı Kerimin de buyuruyor ki:
“İnkâr edenler, kendilerine vermiş olduğumuz fırsatın (mühletin) sakın onlar için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Onlara verdiğimiz fırsat ancak günahlarını arttırmaya yarıyor. Onlar için alçaltıcı azap vardır. (Âli İmran 78)”
Şeytan ve dostlarının bu şer dolu çok güçlü büyülerine karşı, Müslümanlar olarak bizler hangi safhadayız. Çocuklarımız neden inanç bocalaması yaşıyorlar. Sırf diyanetin Yüzbin civarına personeli var. Bunun haricinde, İslâmi vakıflar, dernekler, tarikatlar varken, biz nerede yanlış yapıyoruz ki bu gençler bizden uzak kalmayı seçip, çağdaş Samiriler’e kulak veriyorlar.

İslâm toplumu oluşturma yolunda ne gibi yüksek çitada projelerimiz var. Milli eğitime bağlı okullarda onsekiz milyon civarında öğrenci okuyor. Kaçına gerçek manada hak ve hakikat ulaştırılabiliyor. Maalesef Seküler fitne saat gibi işlediği için, İslam hayatın içine enjekte edilemiyor. Çağdaş hayat standartları İslami yaşamı dışarı itiyor. Ve gençler de bunun karşısında çaresizliklerini ilan edip, Ateist, Deist, Agnostizim gibi sapık akımların ağına düşüyor.
Elbette bunda etken sebeplerin başında, Müslümanların çağdaş firavunların gücü karşısında durağan donuk, hatta çoğu yerde sönük kalması düşünülebilir. Örnek Müslüman kıtlığı ikinci sebep. Gençler kendi ailesi başta olmak üzere, Ahlak-ı Hamidiye örneği Müslüman topluluğu göremediğinden, psikolojik reaksiyona girip nefsinin tercih ettiği hayatın kucağına kendini atıyor.

Neden çünkü etrafımızda yalan söyleyen, haram yiyen, ikiyüzlü, güven vermeyen Müslümanlar fink attığından, İslam gencimize uzak bir algı olarak kalıyor sadece. Çoğumuz diyeceğiz ki “Allah akıl fikir vermiş bunlar mazeret kabul edilmez.” Evet doğru. Ama aciz akıl diye bişey vardır. O aciz aklı uyandıracak, takviye edecek, yön verecek etkiye ihtiyaç vardır. Akıl yetseydi Allah peygamberler göndermezdi. Demek ki görsel, işitsel ve aksiyoner Ahlaki toplum inşa etmek gerekiyor. 
Netice laf uzar gider. Ümmetin önde giden büyükleri oturup yeni formüller bulmalı zenginler de bu yolda kesenin ağzını açmalı. Yoksa çoktan sınıfta kaldık.