​Bu müsrif hayatın acı tokadını yiyeceğiz

Son yüzyıldır sanayileşmenin de gelişmesi sebebiyle, insanlığın hayatı atalarımız hayatına oranla akıl almaz derecede değişmiştir. Hazır gıdalar, genetiği oynanmış tohumlar, kanserojen içerikli yiyecekler, radyasyon vs. hep insanoğlunun hırsının, doymak bilmeyen ihtirasının neticeleridir.  Mikroplar insanı hasta ediyor. Lakin insanoğlu da üstün de yaşadığımız dünyayı hasta ediyor. Yani dünyanın virüsü de insanoğlu. Denizlerin kirletilmesi, temiz oksijeninin ve ormanların yok olması virüsleşmiş insanın eserleridir. Hâlbuki Allah (celle celalühü) bize tertemiz beden, ruh ve dünya bahşetmiştir. Dünya asla kendi kendini kirletmez. Tüketim çılgınlığı büyüsü en dindarımıza kadar bulaşmıştır. Bu kullan at politikası şeytanın en büyük projesidir.

Şeytanlaşmış dostlarına fısıldayıp, onların da ihtirasına egosuna çanak tutan bu sistem, maalesef fert planından başlayarak adalet sistemini yerinden oynatmış, tüm mahlûkatı etkileyecek şekilde temelleri sarsmıştır. Ku’anı Kerim de Allah ( c.c.) şöyle buyurmuştur. “Ey Âdemoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” ( Araf 31) Rasulullah efendimiz( Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular:

Amr bin Şuayb’ın (radıyallahu anh) babası aracılığıyla dedesinden naklettiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kibre düşmeden ve israfa kaçmadan (dilediğiniz gibi) yiyin, sadaka verin/harcayın ve giyinin!” (Nesâî, Zekât, 66) İsraf hayatı sadece kendini düşünen “diğerlerinden bana ne!” terbiyezliğini doğurdu. Bu doğumdan acımasız, egoist çocuklar dünyaya geldi. Böylelikle dünya şehvetleri için yakan yıkan, acımayan, zulmeden insan müsveddeleri zuhur etti. En tehlikeli virüsten daha tehlikeli insan tipi.

Efendim neymiş ”Afrika da açlıktan insanlar ölüyormuş. Haşa Allah onlara niye ekmek vermiyormuş!” Şu Ateistin savunduğu fikre bak! Amerika’daki Avrupa’daki veya Türkiye’deki oburistler Afrika’daki insanın yediğini de yediği için, onlar aç kalıyor. Tokmak kafalılığın gereği yok.
Sen kendi payını ayırdıktan sonra, geriye kalanı o insanlığa göndereceksin. İslâm bizden bunu istiyor. Yani bizi yaratan Allah böyle yapmamızı emrediyor. Bu savaşlar, hayat pahalılığı, virüsler, yangın ve seller neden başımıza geliyor sanıyorsunuz? Hepsi bizim pis işlerimiz ve amellerimizin sebebidir. Ozon tabakası durup dururken delinmez. Allahımız Ku’anı Kerim de şöyle buyuruyor:

“Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir…” ( Nisa 79) Marsta hayat var mı? diye harcanan parayı dünyayı iyileştirmek için kullansak dünya pırıl pırıl olur. Sanki marsta hayat olsa kim gidecek? Yine bu dünyanın kene gibi kanını emen, insan suretli canavar insanlar gidecek. Fakirden fukaradan onlara ne değil mi? Lakin bu müsrif hayat ahlaksızlığı fakir zengin, kadın erkek herkese bulaştı. Bunun sillesini bu dünyada Allah bize vuracak. Ahirette ise bizi çok çetin bir hesap bekliyor. Çok çekin hemde. Veselam…