Son Dakika Haberler
Tanzimat’tan itibaren Osmanlı Devleti’nde gerek adlî teşkilât gerekse kanunlaştırma alanında köklü reformların yapıldığı bilinmektedir. Bu çerçevede önce borçlar, kısmen eşya ve şahıs hukuku hükümleri 1868-1876 yıllarında Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye, daha sonra aile hukuku hükümleri 1917’de Hukūk-ı Âile Kararnâmesi adıyla kanunlaşmıştır.
Her ikisi de İslâm hukukuna dayalı olarak hazırlanan ilk kanunlar olması dolayısıyla sadece Osmanlı hukuk tarihi bakımından değil İslâm hukuk tarihi bakımından da dikkate değer bir öneme sahiptir ve İslâm ülkeleri tarafından hazırlanan kanunlara öncülük ve örneklik etmiştir.
Mecelle bir mukaddime ve on altı kitap içinde 1851 maddeden meydana gelmektedir. 100 maddeden oluşan mukaddime kısmında fıkhın tanımının yapıldığı birinci madde ile doksan dokuz küllî kaide yer alır.
Mecellenin en öne çıkan ilkelerinden birisi de; “La yütrekü küllihi- Ma la yütrekü küllihi: Bir şey büsbütün elde edilmiyor diye tamamen terk edilmez” yaklaşımıdır.
Müslüman imtihan olunduğu dünyada hayra ve güzelliğe talebin sürekli olduğu gerçeğinden hareketle; son nefese kadar arz oluşturmaktan, hizmet sunmaktan, mücadeleden kopmaz.
“Ya hep, ya hiç” akıllı insanın kitabında yazmaz.
Acele ve telaşı çok olan modern insana teenni, sabır ve sükûnetle birlikte dünyaya hayrı arz etmeden kendi oluşturduğum “altın formülü” şiddetle tavsiye ederim.
“Talep varsa; arz oluştur. Ahsen
Talep var, arz oluşmuşsa; ele geçir. Hasen
Talep var, arz oluşmuşsa ele geçiremiyorsan; yönlendir. İdare eder.
Talep var, arz oluşmuş, ele geçiremiyorsun, yönlendiremiyorsun; sonuçlarından faydalan. Fena değil.
Talep var; arz oluşturamıyorsun. Fena.
Talep var, arz oluşmuş; ele geçiremiyorsun. Daha fena.
Talep var, arz oluşmuş, ele geçiremiyorsun; yönlendiremiyorsun. Kötü.
Talep var, arz oluşmuş, ele geçiremiyorsun, yönlendiremiyorsun; sonuçlarından da istifade edemiyorsun. Berbat.”
“Altın formülü“ alın, tepe tepe kullanın.
Bize dua edin, yeter!
Yorumlar