Son Dakika Haberler
İstiklal Marşı’mız “Korkma” kelimesi ile başlar.
“Korkma” kelimesinin referansı Kur’an ayetidir. (Tevbe, 9/40)
Ayette, hakkında ölüm kararı vermiş müşriklerin yakın takibindeki Allah Resulü (s.a.v) ve en yakın arkadaşı Ebu Bekir (r.a.) hikâye edilmektedir.
Allah Resulü (s.a.v.) müşriklerin sığındıkları mağaranın kapısına kadar gelmeleri üzerine şüphe ve tereddütten uzak, tam bir teslimiyetle; “Muhammed, arkadaşına: “Üzülme, Allah bizimle beraberdir” demişti.
İşte İstiklal Marşı o ayetten atıfla inananlara “Korkma” diye başlar.
Anne karnından 7 yaşına kadar çocuklarımıza vereceğimiz eğitimde dikkat edeceğimiz en önemli hakikat onlara “korkuyu değil coşkuyu vermek” olmalı.
“Cesur ol, korkma, bin kere düşsende kalk evladım yürüyebilirsin, ilerleyebilirsin, yapabilirsin, becerebilirsin, başarabilirsin” sözleri çocuklarımıza sarf edeceğimiz en önde gelen kelimeler kabul edilmeli.
İnsan başarısında saç ayağını teşkil eden üç şey:
Özgüven + Zihni Arka Plan (Bilgi Birikimi/akademik başarı) + Sosyal Çevre (arkadaşlar)
Bu üç olmazsa olmaz değerler birleşik kaplar gibi birbirini destekler ya da zayıflatır.
Üçünün oluşumunda da bebeklikten itibaren “korkuyu değil de coşkuyu vermek” hayati değerde.
“Rezil olunmadan vezir olunmaz” dostlar.
Çocukları rahat bırakın, rezil olma ihtimallerini düşünerek aşırı koruyucu davranarak onların hayat yolculuğunda korkutmayın.
Salın zincirlerini ve Allah’ın onlara sizden ayrı ve bağımsız olarak verdiği özgünlüğü âleme göstermelerine müsaade edin.
Unutmayın!
En anne/baba, en iyi öğretmen…
Vereceğini en seri bir şekilde veren, köprü olan ve…
Kendisini en kısa sürede geçersiz hale getirebilendir.
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
Yorumlar