Son Dakika Haberler
(Mesnevi/Kabak Metaforu)
Metafor, genellikle bir dilin en zengin tarafını temsil eder.
Metafor, bir dilin belki de doğasında olan en gizli hazinelerine işaret eder.
Metafor sayesinde en basit ve yaygın kullandığımız kelimeler bile (“kafa”, “ev”, “hayvan” gibi) bir ölçüde bağlama göre seçilecek olan ve kolay kolay reddedilemeyen veya kaçınılmayan alt anlamlara sahiptirler.
Metafor, belki de kelimelerin bir başlarına bırakılamayacaklarını gösteren başlıca işarettir.
Birçok açıdan bakıldığında bir dilin zenginliğini metaforların zenginliği ile doğru orantılı değerlendirmek mümkündür.
Metafor, gizli ve açık olanı aynı potada buluşturur, tarihsiz ve tarifsiz kesintileri uyumlu ve tutarlı bir boyuta taşır.
Metafor, hiçbir ayrıma tabii tutmaksızın ve süreklilik halinde özgün bir biçimde insanlığın ortak bilincinin harika bir birikimi, insan denen varlığın temsilcisinin zihin dünyası ve potansiyelinin olağanüstü bir tasarım mucizesidir.
Bu tasarım mucizesini anlamayan Ebu Cehil’in ayın yarılması mucizesini (şakk-ı kamer) sihirle yorumladığı gibi direkt inkâra yönelir.
Metaforun olmadığı yerde büyük bir boşluk oluşur ve orayı şeytan doldudur.
Mevlana gibi bir bilgeyi metaforu anlamayan sığ insanlar anlayamazlar.
Mesnevi 5. Kitaptan metaforun zenginliğine ve ehemmiyetine dair sığ, basit ve cahil insanların en çok başvurduğu hikâyeyi irdeleyelim.
“Kabak Metaforu” ile bakın Mevlana Celaleddin Rumi neler anlatıyor!
Metaforları sıralayalım:
“Halayık”, Allah’a kul olduğunu kabul edip dünyada misafir olduğunu bilen ve asıl hayatın ahiret olduğuna inanan, nefsin sınırsız taleplerine rağmen dünya nimetlerinden bir ölçü dâhilinde istifade etmesini bilen ve bu sınırlılığın sınırsız bir baki karşılığı olduğu inancıyla mutlu olan, bahtiyar insanı,
“Ev sahibesi kadın”, nefsinin bütün taleplerini sınırsız yerine getirmeye hırsla çalışan, ahirete inanmadığı için her şeyi bu dünyada yaşamaya çalışan vücudu ve nimetler nefsin sınırsız isteklerine cevap veremediği için bir türlü tatmin olmayan bedbaht insanı,
“Eşeğin aleti”, insana imtihan için verilmiş acımasız bir teknik direktör olan nefsin sınırsız arzu, istek ve hırslarını,
“Kabak”, insan nefsinin sınırsız ve helak edici hırs, arzu ve isteklerine dinler/peygamberlerce konulan sınıra/ölçüye işaret eder.
“Senin en zararlı düşmanın nefsindir” sözüyle Hz. Peygamber (s.a.v.) kabağın/nefse sınır koymanın ehemmiyetine işaret eder.
Hz. Mevlana Celaleddin Rumi’nin özellikle zirvedeki bölüm olan Mesnevi’nin 5. Defterini metaforun derinliği bilinciyle bir kez daha okuyun.
Unutmayın!
Allah Kur’an’da, Resulü (s.a.v.) sünnetinde metafora sıklıkla başvurur.
Metaforu anlamadan Allah’ıda, Elçisini de derin insanları da anlayamazsınız.
Yorumlar