Son Dakika Haberler

Cemil Paslı

Cemil Paslı

​Kütük çok sahibi yok!

18 Aralık 2023

 

Anadolu’nun aile konferansı için çok defa gittiğim bir ilinde yaşadım “kütük” hikâyesini.

“Ailede Huzur İçin 9 S” başlıklı konferansımı tamamladım ve kitaplarımı imzalarken bir hanımefendi ile şu diyalog geçti aramızda.

İsmine kitap imzalarken;

“Hocam biz kadınlar aynı zamanda marangozuz, neden biliyor musunuz?” deyiverdi.

Cevabı tahmin ettim ama bizzat kendisinden duymak istedim ve;

“Neden kadınlar aynı zamanda marangoz hanımefendi? Merak ettim” dedim.

Hanımefendi son derece kendinden emin bir şekilde;

“Hepimiz bir kütükle uğraşıyoruz!” dedi.

Hanımefendi benim şahsımda bütün erkeklere kadınların uğraşmak zorunda kaldığı kütük yakıştırması yapmıştı.

İçimden, “Bir saatten fazla verdiğin konferansta iyi iletişim misaller vererek iddialı cümleler kurarsan imtihanın böyle şiddetli olur Cemil” dedim.

Derin bir nefes aldıktan sonra hanımefendiye;

“Çok önemli bir gerçeğe işaret ettiniz vaktiniz varsa şu imza sırası sona erdikten sonra bu “kütük” meselesini konuşalım dedim.

Hanımefendi   “olur hocam vaktim var, beklerim” dedi.

Konferans öğretmenevinde idi.

İmza bittikten sonra beni misafir eden ekibinde olduğu kalabalıkla Öğretmenevi lobisinde “kütük” meselesini konuşmaya başladık.

Hanımefendiye gayet yumuşak bir üslupla şu cümleleri kurdum:

“Biz erkekler Allah’ın size emaneti olarak ve O’nun en önde gelen isimlerinden olan, besmelede her zaman tekrar ettiğimiz “Rahim” isminden alan organınızda 9 ay 10 gün boyunca sizin sevgi-şefkat-muhabbet-merhamet-meveddet mesajlarınızla çekirdekten büyüyoruz. Doğuyoruz ve Rabbimizin Yüce kitabındaki Bakara, 2/233, Lokman, 31/14, Ahkaf, 46/15, Talak, 63/6 ayetlerde namaz gibi farz olarak emrettiği üzere siz hanımefendiler biz erkeklere sadece dünyanın en değerli gıdası olan “anne sütü” yanında; özgüven, sevgi, şefkat, merhamet, muhabbet ve meveddet aktarıyorsunuz. Sonrasında 5 yaşına kadar eteklerinizin etrafında sürekli “anne-anne” diye dolaşıyoruz. 5 yılın sonunda ve devamında ortaya bir “kütük” çıkıyorsa eserinizle gurur duyabilirsiniz” dedim.

Eğer hanımefendinin kurduğu cümleyi bir erkek/baba kursaydı ona da şöyle cevap verirdim.

“Sizi her açıdan tamamlayan bir hanımefendi ile nikâh ile ebedi bir yolculuğa çıktınız. Allah’ın her ikinize emaneti olan halifesi olan insanı rahme düştüğü anda 9 ay 10 gün boyunca eşinizi iki kişilik sevgi-şefkat-muhabbet ve meveddetle beslediniz, desteklediniz. Bebek doğdu. Rabbimizin Yüce kitabındaki Bakara, 2/233, Lokman, 31/14, Ahkaf, 46/15, Talak, 63/6 ayetlerde namaz gibi farz olarak emrettiği üzere siz eşinizin bebeğinize sadece dünyanın en değerli gıdası olan “anne sütü” yanında; özgüven, sevgi, şefkat, merhamet, muhabbet ve meveddet aktarabilmesi için gereken ekonomik, sosyal ve kültürel ortamı sağladınız. Onun bebeği dışında asla başka bir işle meşgul olmaması hususunda gereken bütün alt yapıyı kurdunuz. Sonrasında 5 yaşına kadar annesinin eteklerinizin etrafında sürekli “anne-anne” diye, sizin sırtınızda, boynunuzda, kucağınızda “baba-baba” diye dolaşarak büyüttünüz. 5 yılın sonunda ve devamında ortaya bir “kütük” çıkıyorsa eserinizle gurur duyabilirsiniz” derdim.

Şiddet, silsile halinde devam eden insanı canavarlaştıran bir duygu patlamasıdır.
Aileden başlayan okullarla devam eden eğitimin en temel amacı tutku-nefret uçları arasında gelip giden insanı hikmet-iffet-şecaat çizgisine yerleştirebilmektir.

Bu şiddet kısır-döngüsünün olmaması için toplumda başta anne-babalar herkese görevler düşüyor.

Ve bu işin %70’i ilk beş yıl içerisinde aile içerisinde oluyor ya da olmuyor.

Her olumsuzluk veya olumlu iş hikâye edildiğinde duyarlı insan,

“Kim var denildiğinde, sağına ve soluna bakmadan ben varım” diyebilmeli ve öz-eleştiri yapabilmelidir.

Rabbimiz toplumu ilgilendiren bir “iş” için “iş=iman” diyor.

“(Ey inananlar!) resulün (sizi) çağırmasını aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın (saygıyla davetine koşun ve size izin verinceye kadar yanından ayrılmayın). Allah, arkadaşlarını siper ederek gizlice resulün yanından sıvışanları iyi bilir. Onun emrini çiğneyenler ya başlarına bir bela gelmesinden ya da acıklı bir azaba uğramasından korkmalıdırlar.” Nur, 24/63.

Bu ayetin manasında topluma yönelik bir iş olduğunda “banane” diyerek sıvışanların imandan nasiplerinin olmadığı açıkça zikredilmektedir.

İman varsa “ben buradayım” diyeceksin; iman varsa “imkân vardır” diyeceksin, “mücahit at sırtında ölür” inancıyla son nefes kadar durumdan vazife çıkarmaya devam edeceksin.

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”