Son Dakika Haberler
“Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği dönemdir. Sadece zekâ değil, insanın bütün mümkün becerileri bu dönemde oluşur. Hiçbir çocuk zekice bir yardıma, bu dönemde olduğu kadar ihtiyaç duymaz.” (Dr. Maria Montessori)
Söz konusu çocuk eğitimi olduğunda beş doksan beşten büyüktür.
İnsan yüz yaşına kadar yaşasa dahi hayatını şekillendirmesi açısından ilk beş yıl sonraki doksan beş yıldan daha önemli ve değerlidir.
Anne karnında başlayan 24 ay annenin yakınlığı, emzirmesi, anne/babanın bol yakın temasla sevgiye, merhamete ve şefkate doyurması ile tamamlanan ilk üç yıllık evdeki anne/baba okulunun devamı 3-7 anaokulları ile devam ettirilmelidir.
Zira insanı bir ömür boyu yönlendiren “kişilik” bu dönemde en az %70 itibariyle şekillenir.
Milli eğitim müfredatı hazırlanırken bu ilkeye dikkat edilmesi hayati önemdedir.
Eğitim için tahsis edilen kaynağın en az üçte birinin anaokulu dönemine tahsisi ülkenin kaderini değiştirecektir.
Anaokulundan sonraki dönemlerde de bütün liseleri tedrici olarak meslek lisesine dönüştürülmelidir.
Böylece eğitim sistemi her çocuğa 18 yaşına geldiğinde koluna bir altın bilezik takmalı onu kabiliyetli olduğu alanda sanatkâr yapmalıdır.
Bol uygulamanın olduğu teorisi verilen her bilginin uygulama ile çıraklık ve kalfalık dönemlerinin öğretmenlerinin rehberliğinde ve takibinde alanda tamamlanması sağlanmalıdır.
Nüfusa bize yakın olan Almanya’da üç milyon civarında üniversite öğrencisi varken bizde bu rakamın sekiz milyonlara ulaşması üzerinde dikkatle durulması gereken bir husustur.
3-7 yaş dönemini kapsayan herkesin ulaşabildiği yaygın anaokulları, o okulların lisans+yüksek lisans ve bol uygulamayla yetişmiş öğretmenleri ve esnek ve dünyadaki başarılı örnekleri kendi değerlerimize uyarlanmış bir müfredat eğitim sisteminin temel üç dinamiği olmalıdır.
Yorumlar