Son Dakika Haberler
İnsan, Rabbinin ona bahşettiği “halife” sıfatını üzerinde taşıdığı sürece saygındır ve değerlidir.
Kısaca; insan ay, Rabbi ise Güneş gibidir.
Yaratıcısına yönelip O’nun esmasından ışıkları alıp yansıtan insan, “insan”dır.
Allah’ın esmasından gelen nurun yansıdığı aynanın insandaki yeri “gönül”dür.
Allah’ın nurunun gönülde yansıması onu tevazu sahibi yapar.
Yaratılmışların en alçak gönüllüsü topraktır.
Toprağa ne atarsanız atın o size en güzel şekilde değerlendirip iade edecektir.
Hatta bizim en necis gördüğümüz atıklarımız toprak için en faydalı gübre olarak bizim için değerlendirilmektedir.
Bu sebeple hadiste bildirilen “kulun rabbine en yakın olduğu yer” olan secde; aynı zamanda toprağa en yakın olduğumuz, toprakla bütünleştiğimiz yerdir.
İnsan Rabbi ile bağlantıyı kopardığında ise; nuru gider, topraktan uzaklaşıp egosuna/nefsine döner ve kendi karanlığına gömülür.
İblis karanlığı sever ve nursuz karanlığa gömülmüş insanı bütünüyle işgal eder.
Yaşadığımız hayatın akışında uyguladığımız değerler silsilesinde temel rehberimiz etrafımızda olmasına müsaade ettiğimiz insanların Allah’la samimi bağlantısı olmalı.
O bağlantı da en önemli ölçülerden birisi kişinin alçak gönüllü olmasıdır.
Rabbini ve kendini bilen isnada asla kendini beğenme (ucb), gurur ve kibir olmaz.
Bir insanda kendini beğenme, gurur ve kibir varsa o insan seccadeden kalkmasa da, her yıl umreye de gitse, gece teheccüd namazına kalkıyorum dese de, pazartesi Perşembe oruç tutsa da çevrenizden postalayın gitsin.
Gönlü zengin insanlarla donatın çevrenizi.
Fethi Gemuhluoğlu merhumun dediği gibi;
“Gönül öyle bir değerdir ki; bir araya geldiğinde alçak gibi bir kelimeyi bile uçurur.”
Yorumlar