​Yapısal sorunlara odaklanma zamanı...

Uluslararası finansal ilkimdeki olumlu rüzgârları,
Kredi risk primlerinin (CDS) düşüş sürecine girmesini,
Makro finansal verilerdeki iyileşmenin getirdiği avantajları,
Döviz kurlarındaki stabilizasyonu fırsata çevirmezsek ileride ciddi ekonomik sorunlar yaşayabiliriz. Çünkü sıcak para akışına dayalı ekonomik iyileşmeler bir ikindi güneşi gibidir kısa vadede mutluluk getirse de uzun sürede can sıkıcı olabilir.
Mevcut şartlarda ebetteki ülkemize para akışını sağlayan finansal güven iklimini oluşturmak önemli bir yönetim maharetidir. Bu maharetli dokunuşları daha ilerlere taşıyıp yağmur yağarken testiyi doldurmak gerekir. Bu ortamda oluşacak imkân ve kabiliyetleri ekonomideki yapısal sorunlarımızın çözümünde kullanarak krizlere karşı daha dirençli, kırılganlıklardan uzak bir zemin oluşturmak gerekir.
Osmanlının son dönemlerinden bu yana süregelen yüksek enflasyon ortamını besleyen birbirleriyle bağlantılı piyasalardaki fiyat istikrarın dinamitleyen derin ekonomik sorunlarımız vardır.
Bu sorunları çözmek için; cari açığı ülkemizin kaderi olmaktan kalıcı bir şekilde çıkarmalıyız. Kamu borç yükünün maliyetlerini hafifletecek; ülke içindeki “tasarruf alışkanlığını” yükseltecek teşvik edici çözüm yöntemleri geliştirmeliyiz. Zenginlerin vergi vermemek için dolambaçlı yollar bularak gelir adaletsizliğini daha fazla derinleştirmesinin önüne geçerek onlardan daha fazla vergi almalıyız. Sermaye kümeleşmesinin belirli ellerde toplanması nedeniyle piyasalardaki işleyişin bozulması, adil rekabet ortamının sağlanamaması nedeniyle oluşan fiyat istikrarsızlığını acilen çözüme kavuşturmalıyız. Vergi politikaları belirlenirken gelir piramidindeki gruplar arasındaki dengesizlikler göz ardı edilmeden rasyonel bir vergilendirme zemini oluşturulmalıdır. Vergide kayıt dışılığı önlemek için yapılan vergi denetimlerinin mükellefleri cezalandırmaya yönelik değil vergi tabanını genişletmeye yönelik olarak yapılması gerekir. Arz kısıtları sebebiyle piyasaları manüpüle eden stokçuluk meselesine çözüm bulunmalıdır. Birçok üründe dünya birinciliklerimiz olan tarım sektöründeki verimlilik seviyesi artırılarak gıda enflasyonunun önüne geçilmelidir.
Mevcut ekonomi yönetiminin; ülkemizin yapısal sorunlarının çözümüne yönelik güçlü bir iradeye sahip olması, ülkemize yönelen sıcak para akışını rezerv artışı gibi doğru yerlere kanalize etmesi, selektif politika tercihleriyle günü kurtarmaya değil geleceğimizi kurtarmaya odaklanması umut veriyor…