Yalan Söyle Tutmasa İzi Kalsın!
05 Haziran 2020
Her şeyi denediler olmadı. Geziden, ekonomiden, hastalıktan, tarımdan, eğitimden, sosyal yardımlardan, tribünlerden denediler, ABD’den beklediler olmadı, Avrupa’dan beklediler olmadı. Arap dünyasından bile beklediler yine olmadı. Olmadı, olmadı, olmadı.
Her türlü provokasyonlar deniyorlar. Yardıma muhtaç insana yardım eden kişileri bile engellemeye çalışıyorlar. Garip bir görüntü ile karşı karşıyayız. Kürtçe müzik dinlediği için bir gencin öldürüldüğünü iddia ederek sinir uçlarına dokundukları kitleleri harekete geçirebileceklerini düşündüler. Hatta bu olayı bilinçli olarak o kadar çok çarpıttılar ama umduklarını yine bulamadılar.
Gerçekler ayaklar altına alınıp, değişik sihirbazlık hareketleriyle yönlendirilmek isteniyor. İnsan kendi bindiği dalı keser mi! Kesmeye çalıştılar. Hala çalışıyorlar. Milletin gözüne bakarak yarım kalan gezi olaylarının daha büyük bir şekilde geleceğini söyleyerek tehdit edebiliyorlar.
Çok açık bir şekilde bir merkezden düğmeye basılmışçasına itibar suikastlarına yönelik operasyonel bir yaklaşım sergileniyor.
Yalan Söyle İftira at!
Günümüzün son modası yalan ve iftira. Yalan söyle iftira at. Geçtiğimiz yıllarda da muhalefet iktidar kavgası olsa da yalanın iftiranın bu kadar ayyuka çıktığı bir dönem görülmemiştir herhalde.
Yalancının mumu yatsıya kadar bile yanmasa da hiç önemli değil. Yeter ki kekelemeden, kızarmadan yalan söyle. Yalan ve iftira olduğunu bile bile inanacak kitlen de var arkanda.
Güzel bir atasözümüz vardı bizim. ‘Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar’ diye. Bu söz elbette bazıları için hala geçerli ama bir takım kişiler için de ağızdaki sakızdan beter hale geldi. Sosyal medya aracılığı ile de ayyuka çıktı.
Büyük Yalancılar Kendisi Söylemez Başkasına Söyletirler
İster çıkar, ister savunma amaçlı, isterse de iyi niyetli olsun, yalan, psikoloji ve psikiyatrinin üzerinde çalıştığı önemli bir konu. Uzmanlara göre önemli olan kişi yalan söylediğinde vicdan muhasebesi yapabilmesi. Yalandan sonra vicdan muhasebesi yoksa korkacaksın o yalancıdan.
Geçtiğimiz yıl yalan üzerine, Üsküdar Belediyesi ve Üsküdar Üniversitesi birlikte sempozyum düzenlemişlerdi. İki gün süren sempozyumda önemli isimler konuştular. Koordinatörü de Prof. Dr. Sevil Atasoy idi.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın konuşmasında yalanı nedenlerini uzun uzun değerlendirilirken narsist ve antisosyallerin yalanlarından korkulması gerektiğine vurgu yapmıştı.
Narsist ve Antisosyallerin Yalanından Korkun
Hangi kişilik tipleri yalan söylemeye yatkındır? Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şu noktalara dikkat çekiyor:
Bencil, narsist kişiler çok yalan söyler, Narsistler kendini özel önemli, üstün görür, Kendi çıkarlarını toplumdan daha üstün görür. Sorun çözme yöntemi olarak görürler.
Bir de antisosyal kişilikler vardır. Suça eğilimli, yüzü kızarmaz sosyal kurallara önem vermeyen kişiler. Kendi çıkarına odaklı, sosyal kuralları delmeyi normal görür.
En tehlikelisi, narsist ve antisosyal kişiliklerin bir arada olduğu. Narsistler sıradan olmaktan korkar. Farklı olmak için çok çalışırlar. Herkeste olan bir şeyi istemezler. Kişiye özel tuzağına yatkın kişilerdir.
Antisosyal kişiler İse cezaevindeki pek çok kişinin özellikleridir. Utanma, acıma, merhamet yoktur, pişmanlık ve suçluluk hissetmezler. Rahatça suç işler ve yalan söylerler. Suç makinesidirler. Yalan makinesi fayda etmez. Acemi yalancıların yalan makinesinde cilt direnci değişir. Isısı değişir anlarsınız. Ama antisosyal yalancıların yüzü kızarmaz, makine tespit etmez. Bir de büyük yalancılar vardır. Kendileri söylemez başkalarına söyletirler.
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.