​Türkiye ECB ve FED ’in faiz indirimlerini fırsata çevirebilir…

Amerikan seçimlerindeki belirsizlikler, çok uluslu şirketlerin ticari aktivitelerinin istihdam maliyetlerinden dolayı Çin ve diğer Asya ülkelerine kayması, Ortadoğu coğrafyasının yangın yerine dönüştürülmesi, Rusya-Ukrayna savaşının körüklenmesi sebebiyle gıda ve enerji arz güvenliğinde oluşabilecek tehlikeler şirketlerin mali yapılarını giderek zayıflatmaya başlamıştır.
Potansiyel riskler dikkate alındığında resesyon korkusunun yaygınlaşması, durgunluğa bağlı olarak istihdam verilerindeki zayıflama, büyük şirketlerdeki iflas riskleri dikkate alındığında faiz indirimleri zaruri bir hale gelmiştir.
Ağır finansman maliyetleriyle başı belada olan batılı ülkelerin; kümesteki tavukları(vergi veren şirketler) ölmek üzere olduğu için başta Avrupa merkez bankası ECB’nin ve Amerika merkez bankası FED’in faiz indirim kararları bir keyfiyet olmaktan öte bir mecburiyet haline gelmeye başlamıştır.
Batılı ülkeler son yıllarda hiç alışık olmadıkları bir şekilde yüksek enflasyonla yüksek faiz baskısı altında sıkışıp kalmışlaradır. Enflasyonu düşürmek için faizleri yükselttikleri zaman vergi üreten şirketler zora düşerken, yüksek enflasyon dönemlerinde de vatandaşlar zor duruma düşmektendiler. Reel sektör şartlarının giderek ağırlaşmasından dolayı ECB ve FED’in faiz indirim kararları net olmakla birlikte anlaşamadıkları mesele indirim oranlarıdır.
Resesyon tehlikesinin artması küresel piyasalardaki satış dalgalarının sertleşmesini, kripto varlıklardaki değer kayıplarını artırabilir. Bu durumda altın ve diğer değerli metalleri ön plana çıkacaktır.

Avrupa’da ve Amerika’da faiz indirim süreçlerinin başlayacak olmasıyla birlikte; Türkiye’de döviz kurları üzerindeki baskı azalacaktır. Bu durum Türkiye’yi uluslararası finansal tercihler noktasında daha cazip hale getirecektir. Kısa vadeli dış kaynak yerine uzun vadeli dış kaynak temini kolaylaşacaktır. Dış piyasalardan borçlanma maliyetleri düşeceği gibi vadelerde uzayacaktır. Petrol fiyatlarındaki düşüş cari açığın yönetilebilmesi açısından elverişli bir iklim oluşturacaktır. Türkiye’nin varlıkları daha değerli olacağı için dışarıya servet transferi azalacaktır.
Sonuç olarak ECB ve FED’in faiz indirimlerine başladığı bir dönemde mevcut ekonomi politikalarından taviz verilmezse, bu durum Türkiye lehine finansal bir bahar iklimine dönüşebilir.