​Dijitalleşmeyi ıskalayan şirketler ya iflas edecekler ya da küçülmek zorunda kalacaklar

Dijitalleşmeyi ıskalayan şirketler ya iflas edecekler ya da küçülmek zorunda kalacaklar…

Pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte; özellikle hizmet sektöründe alışılagelmiş eski usullerin birçoğunun yerine olası krizlerin doğasına uygun yeni çalışma ilişkileri ve müşteri tatminini esas alan kolaylaştırıcı çözüm yöntemleri geliştirilmeye başlamıştır.

Hızın her şey olduğu bu dönemde; endüstri serilerinden 5,0’ı, yapay zekayı ve dijitalleşme sürecini ıskalayanlar demode olup geçmişte kalacaklardır. Karar süreçlerindeki hantallıklarını revize edememiş zamanın ruhuna ayak uyduramayan şirketler ya iflas edecekler ya da geri çekilerek küçülmek zorunda kalacaklardır.

Artık devasa üretim prosesleri kurarak daha çok üretip, daha çok satmak yerine; daha az üretip daha karlı satışlar yapabilme becerileri ön plana çıkmaya başlamıştır. Dijital pazarlamaya dayalı ilişki biçimlerinin belirleyici olduğu bu yeni düzende; ekonomik büyümeden ziyade kar tatmininin ön plan çıktığı ekonomik bir anlayış ortaya çıkmıştır

Az satışla daha fazla kar elde etme arsındaki riskin efektif bir şekilde yönetilebilmesi için; müşteri, pazar ve veri hâkimiyetinin bütünleşik bir şekilde yönetilebilmesi için ‘yapay zekâyla’ insan unsuru yer değiştirmeye başlamıştır. Bu yüzden veriye dayalı yönetim stratejileri verimlilik ilkesinin odak noktası haline gelmiştir.

Dijital ekosistem içerisinde tüm bireyler gönüllü olarak açık birer veri kaynağı haline geldiği için; veriyi kontrol edenlerin ekonomik hâkimiyetinin giderek artacağı bu dönemde kurulu düzene biat etmeyenler finansal operasyonlara daha açık hale geleceklerdir.

Devletler, kurumlar, şirketler ve bireylerin; veriye sahip olma, veriyi kullanma, veriyi yönetebilme kabiliyetleri dijital ekonomik yaşam döngüsünün sağlanabilmesi için varoluşsal bir hikâyenin olmazsa olmazıdır.