Sessizliğin Gücü (Meryem, 19/10)
13 Kasım 2023
Çoğaltma (Tekasür) tümörünün insanlığı sarıp sarmaladığı bir devirde yaşıyoruz.
Allah’ın bütün zamanlar için anlattığı niceliğe, sayısal çokluğa meylin en zirve örnekleri günümüzde olsa gerek.
“(Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.' Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.' Tekasür, 102/1-2.
Allah’ın “çoklukla övünecekler” diye eleştirdiği ahretten gafil dünyaya odaklanan insanlık sessizliğin, sakinliğin, sükûnetin gücünü unuttu.
Oysa insan; her insana, her kitaba, her gördüğü eşyaya bir bal arısı titizliğiyle yaklaşmalı ve ondan kendi gelişimi için nektar alıp alamayacağını hesap etmeli.
Alınacak nektar varsa almalı ve kendi kovanına çekilip insan/kitap/eşya dan topladığı nektarları işlemeli ve kendi özgün balını yapmalı.
O balı önce Rabbine, sonra başta insanlar olmak üzere yaratılmışların dikkatine sunmalı.
Namazda tahiyyatta tam olarak yaptığımız budur.
Kâinatın halifesi olarak, kâinattan derlediğimiz nektarla ürettiğimiz balımızı namazda tahiyyatta öncelikle Rabbimize sunarız.
Bu sebeple kişinin namazının kalitesi hayatının kalitesini belirler.
Sessizliği uzun süren insanlar iç dünyasının derinliklerine inip çıkabilen insanlardır.
Yunus Emre’nin dediği gibi: “İlim kendin bilmektir.”
İlim ordadır, irfan ordadır; hazineler insanın kendi derinliğindedir.
Oraya inemeyen, şah damarımızdan daha yakın (Kaf, 50/16) olan Yaratıcısı ile içinde buluşamayan sürekli dışarıya, dışarıya koşturan show peşinde koşan insanlar çakılla meşgul olan nasipsizlerdir.
Bakınız “sessizliğin gücü” nün yaşlı ve piri fani insana neler kazandıracağını Yüce Allah kitabında bize nasıl işaret ediyor?
“Bu (ayetlerde) Rabbinin, kulu Zekeriya'ya yönelik rahmeti hatırlatılıyor/anlatılıyor. Hani O, Rabbine gizlice seslenip şöyle niyaz etmişti: “Ey Rabbim! Doğrusu, artık kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Ey Rabbim! (Şimdiye kadar) sana yönelttiğim duada cevapsız bırakıldığım hiç olmadı.” Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım(ın isyankâr olmaların) dan korkuyorum. Karım da kısırdır. Bana kendi tarafından bir çocuk ver! (Vereceğin çocuk) bana da varis olsun Yakupoğulları'na da varis olsun. Ey Rabbim! Hem de onu rızana layık (olanlardan) kıl!” (Allah, şöyle buyurdu:) “Ey Zekeriya! Haberin olsun ki biz sana Yahya adlı bir oğul müjdeliyoruz. Daha önce onun adını kimseye vermedik.” (Zekeriya:) “Rabbim! Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olacak?” dedi. (Ona gelen melek:) “Öyledir” dedi. (Fakat) Rabbin buyurdu ki: “Bunu yapmak bana pek kolay! Nitekim daha önce sen hiçbir şey değilken seni de ben yaratmıştım.” (Zekeriya:) “Ya Rabbi, bunun için bana bir belirti göster” dedi. (Allah:) “Bunun belirtisi, sapasağlam olduğun halde (üç gün) üç gece insanlarla konuşamamandır.” buyurdu.”Meryem, 19/2-10.
Peygamber (s.a.v.), Hira mağarasında “sessizliğin gücü” ne sığındı ve yaptığı derin tefekkür, tedebbür, taakkul ve tezekkürle kendi derinliğine ulaşmış, Miraç’tan önce tam da orada Rabbi ile buluşmuştu.
Ümmetine düşen de dünyada bir virüsü gibi yayılan niceliğin/çoğaltmanın şehvetine kapılmadan “sessizliğin gücü” ne sığınmak ve kendi kovanında, kendi balına odaklanmak.
Seccadesinde, kitaplarıyla, ailesiyle daha çok zaman geçirmek, önceliklerini ihmal etmemek.
Sıla-i rahim farzdır.
Sıla-i rahim insanın öncelikle her şeyden önce kendisiyle derin tefekkürle vakit geçirmesidir.
Sonrasında “aşkın varlığı” Rabbi ile seccadede geçirdiği süreyi uzatmasıdır.
İkinci sırada sırat köprüsünü bu dünyada el ele birlikte geçeceği “içkin varlığı” eşiyle kendini tamamlamak için bolca vakit geçirmesidir.
Üçüncü sırada “taşkın varlıklarımız” çocuklarımız ile bütün ilmi-kültürel mirasımızı aktaracağımız uzunlukta ve derinlikte zaman dilimini tamamlayabilmektir.
Dördüncü sırada “taştığımız varlıklar” anne-babalarımızla onların nazik ve nazenin gönüllerini razı edecek kadar onlara süre ayırabilmektir.
Hazinelerin derinlerde olduğunu unutmayın!
Sığının “sessizliğin gücü” ne.
Önce kendinizi sonra Rabbinizi orada bulacaksınız.
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.