​Sabır; boyun eğmek değil mücadele etmektir

Mevlâna Celaleddin Rumi’ye göre; Allah’ın yarattığı kimyalar içerisinde en hayırlı ve değerli olanı sabırdır.
Sabır konusunda en güzel tariflerden biriside Hz. Ömer (r.a.)’e aittir:
“Sabır boyun eğmek değil mücadele etmektir.”
Sabır, Allah’ın kâinata koyduğu, tekvini şeriat dediğimiz, değişmez kanun ve kurallarına ısrarla uymaya çalışmaktır.
Sabır, tekvini şeriat çerçevesinde yaptığı ve asla gücümüzün üzerinde olmayan bütün deneme ve zorlamalara rağmen; Peygamberleri ve kitaplarıyla gönderdiği, adı İslam olan şeriat kurallarına teslim olmak ve harfiyen uymaktan asla vazgeçememektir.
Sabır, namaz gibi cemaatle yapıldığında daha faziletli daha tesirli bir ibadettir.
Sabır, namaz safında durduğumuz gibi omuz omuza durulan ve birisi hafif çizgiyi zorladığında diğer inananın desteğiyle tekrar çizgiye çekildiği bir kıyamın adıdır.
Sabır, sağa sola bakmadan aşkın varlığımız Allah’ımız, içkin varlığımız eşimiz, taşkın varlığımız çocuklarımız ve taştığımız varlıklarımız anne-babalarımız öncelikli olmak üzere; inananlar, bütün insanlık ve tüm yaratılmışlarla birlikte yol yürüme, onlara bu konuda destek verme ve onlardan destek alma kararlılığıdır.
Sabır, önce zarar verme ilkesinden hareketle faydalı olma, fayda verme, üretme, değer katma, israf etmeme, saçıp savurmama çabasıdır.
Sabır, nimet bildiğimize devamın, musibet bildiğimizden hızla alacağımız tedbirlerle uzaklaşma gayretidir.
Sabır, yolda devam etmeyi alışkanlık, hicreti bir yaşam biçimi haline getirme kabiliyetidir.
Sabır, elest-ü bezmi’nde başlayan surun üfürülüşü ile sona eren bu kutlu yolda; dünü tezekkürle, yarını tefekkürle, ikisini birden ele alan bir taakkulla ve bugünü de tedebbürle yürümektir.
Sabır, enerji ve gücü aşkın varlığımızdan aldığımız ve O’nun yeryüzündeki halifesi olarak o enerji ile ürettiğimiz bütün değerleri yaratılışlara sunduğumuz en değerli ticarettir.
Sabır, günah ve isyana karşı istiğfar ve tövbe, iyilik ve sevaba karşı dua ve tevekküldür.
Sabır, imadır, tevhittir, teslimdir, tevekküldür, gözü daima orada, niyeti orada, derdi tasası orada, sahili selamet olan cennete yolculuk rotasıdır.
Bu yüzden; Allah, rızası için bizi denediği bu geçici salonda bizden sabır ister.
Bu sebeple; Allah, sabredenlerle beraberdir.
Bundan ötürü; Allah, sabredenleri sever.
Allah cümlemizin üzerine rahmetin en değerlisi olan sabrı yağdırsın.
Rabbim cümlemizin ayaklarını sabır yolunda sabit tutmasına yardım etsin, âmin.