Son Dakika Haberler
Hep böyleyiz.
Bilmeden yargılar, yargılamadan hüküm veririz.
Rana isimli çocuğun köpek saldırısı sonrasında hayatını kaybetmesi üzerine yine her kafadan bir ses çıktı.
Öncelikle hadiseden duyduğum üzüntüyü dile getirmek isterim. Bir çocuğun bu şekilde hayatını kaybetmesi yüreğimizi dağladı.
Hadisenin sıcaklığında verilen tepkileri bir nebze anlayabiliyorum. Benim anlayamadığım husus sonrasında planlı şekilde devam ettirilen tepkiler.
Yılların kronikleştirdiği bir sorunu bir kişiye yükleyip onu linç etmek hangi vicdana sığar. Bugün Karatay Belediyesinin başına gelen bu elim hadise her an her belediyenin başına gelebilir. Öncelikle insaflı olmakta fayda var. Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca başarılı, insaflı ve insancıl bir kişi. Ekibi de öyle…
Hadiseye en çok onlar üzüldüler. O geceyi ve sonraki geceleri uykusuz geçirdiklerine şahidim. İşin ilginç yanı Türkiye’de sahipsiz köpeklerin toplatılması hususunda en erken hareket eden, en çok çaba sarf eden belediyelerden biri de Karatay Belediyesi.
Olunca oluyor. Her şeye rağmen oluyor. Bizler inancımız gereği tedbiri alırız ancak kaza ve kadere de iman ederiz. Bu yaşananın bir kaza olduğu ile ilgili zerrece bir kuşkum yok.
Ben Karatay Belediyesi’nin yaptıklarını yazayım, kararı siz verin.
Malumunuz 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Ağustos ayında yürürlüğe girdi. Kanun çıktı ancak tedbirlerin alınması için ilgili kuruluşlara zaman verildi.
Mesela; ilgili yönetmelikler için bir yıllık süre verildi. Zira yönetmelikler çıkmadan kanunun nasıl uygulanacağı bilinemez.
Mesela, nüfusu 25 binin üzerindeki belediyelere Hayvan Bakımevleri kurma zorunluluğu getirildi. Ancak bunun için de süre verildi. Belediyeler 31 Aralık 2028’e kadar bu yükümlülüğü yerine getirecekler.
Peki, Karatay Belediyesi ne yaptı?
Kanun çıktıktan hemen sonra beklemeden Hayvan Bakımevini kurdu ve köpekleri toplamaya başladı. Şu ana kadar toplanan köpek sayısı 2500. İşyerimiz Karatay’da olduğundan köpeklerin sokaklardaki azalışını net şekilde görebiliyoruz.
Karatay ilçesinin bir dezavantajı var.
Konya’da adet haline getirilmiş bir durum söz konusu. Herkes doğaya bırakacağı köpeği Aslım Çöplüğü civarlarına bırakır. Aç kalmasın, çöplükten beslensin diye…
Büyük sanayi sitelerinin bu ilçede olması da bir dezavantaj oluşturuyor. Sahipsiz hayvanlar sanayi sitelerinin artıkları ile de besleniyor.
Çevre yolunun doğusunda kalan mahallelerin tek katlı ve köy görünümlü olması da köpeklerin bu bölgelerde yoğunlaşmasına neden oluyor.
Yine aynı şekilde sahipsiz hayvanların bırakılmasına en uygun coğrafya da Karatay’da. Selçuklu ve Meram’ın önemli bölümü dağlarla çevriliyken Karatay ovaya açılan bir ilçe…
Hakikatler bunlar.
Yani Karatay Belediyesi ve özellikle de Belediye Başkanı Hasan Kılca konuya en duyarlı başkanlardan. Elinden geleni de yaptı.
Haklıya hakkını vermek gerekir. Eğri oturup doğru konuşmak gerekir. Hasan Kılca’yı günah keçisi yapmak kimseye bir şey kazandırmaz. Onlarca yıllık bir ülke meselesini tek başına Kılca’ya yüklemek adil bir yaklaşım değil. Konya zaten neyin ne olduğunu biliyor. Sosyal Medya trollerinin oluşturduğu ‘vurun abalıya’ kampanyası halkın vicdanında makes bulmaz.
Ha bu arada bir şey daha hatırlatmak isterim.
Kanunu iptal ettirmek için CHP Anayasa Mahkemesine gitti. Acaba diyorum, bu yaşananlardan sonra başvuruyu geri çekerler mi? Zira kanunun çıkmasını geciktirenlerin başında CHP geliyor.
Yorumlar