Son Dakika Haberler
Bizim kültürümüzde büyümenin ölçüsü elin “ekmek tutması” dır.
Eğitim sistemi her bireyi 18 yaşına ulaştığında eli ekmek tutacak şekilde dizayn edilmeli, müfredatta bu dizayn çerçevesinde yenilenmelidir.
Ülke çok fazla olan sekiz milyonluk lisans öğrencisi sayısı hızla üç milyona doğru çekilmeli ve oradan oluşan kaynak anaokulu ve meslek liselerine aktarılmalıdır.
Dünyanın en garip liseleri olan fen ve Anadolu liseleri her gence altın bilezik takacak meslek liselerine dönüştürülmelidir.
Daha iyi test çözmek için zeki gençleri bir araya getirmek eğitim değildir.
Eğitim=Mahreçtir.
Yani eğitimin kalitesi mezun olduğunda bireye hayatında başvuracağı değer ya da değerler katıp katmaması ile ilgilidir.
Üç yaşını dolduran her çocuk doğu ve batıdan gelişmiş eğitim yaklaşımlarının değerlerimize uyarlanarak oluşturulan anaokullarında 8 yaşına kadar eğitilmeli ve ömür boyu yapacağı meslek lisesine yönlendirilmelidir.
Yönü belirlenen çocuk 9 yaşından itibaren meslek liselerinde temelden bol uygulamalı ve yoğun bir eğitime tabi tutulmalıdır.
Çocuk aldığı uygulamalı/atölyeli/laboratuarlı eğitim sayesinde ömür boyu yapacağı işin 15 yaşında çırağı, 16 yaşında kalfası, 17 yaşında ustası olmalıdır.
Koluna altın bilezik takan, bir ömür ekmeğini kazanacağı işinin ustası olan gencin artık “eli ekmek tutma” ya başladığından o büyümüştür.
Ekmeğini sanatıyla eline alan gençlerden lisans/yüksek lisans/doktora yapmak isteyenler de işlerini de yapabilecekleri uygun programlarla desteklenmelidir.
Eğitim sistemimizin ciddi bir evrime ihtiyacı vardır.
Bu evrimin birinci ayağı 3-8 yaş çocuklarımıza hitap eden uygulamalı anaokullarının yaygınlaştırılması;
İkinci ayağı, bütün liselerin hızla meslek lisesine dönüştürülmesidir.
Aksi takdirde; en çok yap-boz un oynandığı alanın-çok acıdır ki- en hayati olan eğitim olduğu gerçeğini değiştiremeyiz.
Yorumlar