Son Dakika Haberler
Temmuz ayı ihracat rakamlarının açıklanmasıyla birlikte; ihracat oranlarındaki artışı, ithalat oranlarındaki düşüşü, net ihracatın büyümeye olan pozitif katkısını, cari açıktaki iyileşme sürecini konuşamadan bilindik tartışmaların fitili yeniden ateşlendi.
Orta vadeli program (OVP) hedefleriyle uyumlu bir şekilde ilerleyen ihracat odaklı büyüme stratejisi ne yazık ki; “döviz karpuzdan daha ucuz” diyerek başlatılan sıg kur taleplerine hapsedildi. Üstelik karpuz fiyatlarının pahalı olmasının asıl sebeplerinden birisinin döviz kurlarındaki dalgalanmadan kaynaklandığı bilindiği halde…
Yüksek kur talebi üzerinden yapılan bu tür çıkışlardan dolayı; ihracatçıların asıl konuşulması gereken sorunlarını tartışmaktan sürekli olarak uzaklaşıyoruz. İhracat iklimindeki tüm paydaşları sırtlarını yüksek döviz kurlarına dayamış, her şeyi devletten bekleyen bir konuma indirgemek açık bir haksızlıktır. Hele hele bu ülkede spekülatif kur hareketlerinin neden olduğu yüksek enflasyon baskısı altında inim inim inleyen çok zor şartlarda geçinmeye çalışan milyonlarca dar gelirli insanımız varken sürekli olarak yüksek kur taleplerini gündeme getirmek kabak tadı vermeye başladı.
İhracatın ana belirleyicisinin yurt dışı talep olmasından dolayı en çok ihracat yapılan pazarlardaki durgunluk ihracat rakamları üzerinde önemli bir baskı oluşturmaktadır. Üstelik yapılan tüm istatistiki projeksiyonlarda ihracattaki artış ya da azalışlarda döviz kurlarının baskın bir etkisinin olmadığı da açıkça görülmektedir.
Bu anlamsız tartışmaların ötesinde ihracat ekosisteminde odaklanmaz gereken asıl sorun; İhracatın ithalatı karşılama oranında istenilen seviyede olamayışımız, AR-GE yatırımlarına gereken ehemmiyetin gösterilmemesi, verimlilik, inovasyon, yüksek katma değer ve markalaşma sorunlarından dolayı küresel mal ihracatından alınan payın ülkemizin ekonomik potansiyelinin altında kalmasıdır. Ayrıca coğrafi avantajlarımızı, gelişmiş pazarlara olan yakınlıklarımızı, dinamik nüfus gücümüzü verimlilik ekonomisine dönüştürmede de arzu edilen seviyede değiliz. Bu ve benzeri sorunları çözmek yerine kurla yatıp kurla kalmak doğru değildir.
Birde artık istedikleriniz olmayınca aba altından sopa göstermeyi bırakıp; yapmanız gereken işlere odaklansanız daha iyi olur. Maliyetlerinizi düşürmek için sanayiden kazandığınız paraları yatlara, kotralara, lük villalara, lüks arabalara harcamak yerine; yüksek teknolojiye, AR-GE yatırmalarına harcarsanız küresel piyasalara getirisi daha fazla olan yüksek teknoloji ürünleri sunarak Türkiye’ye daha fazla hizmet etmiş olursunuz. Sizlere konfor alanı sağlayan yüksek kur ortamı milyonlarca insanımıza hayat pahalılığı olarak geri dönüyor.
Sonuç olarak sizler bu ülkenin dış pazarlarda ay yıldızlı bayrağını dalgalandırmak için gece gündüz çalışan ticari uç beylerisiniz. Ülkemize sağladınız katma değeri, istihdama olan katkınızı hiç kimse inkâr edemez. Tüm ekonomik zorluklara rağmen getirdiğimiz her bir döviz için ayağınıza taş değmesin. Yalnız memleketin yüksek enflasyon sebebiyle zor sınamalardan geçtiği bu dönemlerde fedakârlık yaparak yüksek kur talebi üzerinden çıkarılan tartışmaları rafa kaldırmanızda fayda var…
Ayrıca semt pazarlarında karpuz dövizden daha ucuz…
Yorumlar
28 Kasım 2024
13 Kasım 2024
07 Kasım 2024
24 Ekim 2024
16 Ekim 2024