Kur’an Tilaveti Nedir, Ne değildir?
11 Ekim 2022
“Tela” sözlükte “izledi, takip etti, peşinden gitti” demektir.
“Onu izlediği zaman aya” (Şems, 91/2) ayetinde bu anlam açıktır.
Bu açıdan Kur’an tilaveti; muhteva ve gereklerine riayet ederek; yani öncelikle anlayıp, sonra yaşayarak O’nu izlemek, O’nu takip etmek, O’nun peşinden gitmektir.
Ay güneşin uydusudur. Güneşi o kadar ciddi takip eder ki vakitler, Ay’ın hareketleri üzerinden belirlenmiştir.
İnanan insanda Kur’an’ın uydusu olmalı ve Ay’ın Güneş’i takip ettiği gibi, Kur’an’a bağlı bir hayat yaşamalıdır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) ve ashabı Kur’an’ı hakkıyla tilavet etmişler yani onunla amel etmişlerdir. Kur’an’ı hakkıyla tilavet edenler, Kur’an’ın ondan istediklerini yerine getirenlerdir. İçindekilere tabii olmadığında, o kimse Kur’an’ı tilavet etmemiş olur. Yani tilavet aslen okuduklarıyla amel etmektir. (b.k.z. Maturidi, Te’vilatü’l-Kur’ani 12/37)
Hidayet kaynağı Kur’an’nın tabii ki zikir tarafı da vardır. Manası bilinmeden okunduğunda da sevap kazanılır.
Ama O, daha çok hidayet ve hakikatin en birinci kaynağı olması itibariyle her daim okunması gereken başvuru kitabımız olmalıdır.
“Sana vahyolunan kitabı güzel güzel oku ve namazı kıl, hakiki namaz edepsizlikten ve uygunsuzluktan nehyeder ve her halde Allah’ın zikri en büyük iştir ve Allah her ne işlerseniz bilir.” Ankebut, 29/45.
Burada Kur’an namaz birlikteliğine dikkat çekilmiştir. Zira Kur’an’ı en çok ve sürekli okuduğumuz ibadetimiz namazdır.
İşte o namaz bizi Allah’ın kurallarına sıkı sıkıya takva ipiyle bağlanmalıdır.
Aksi takdirde şu ayetin ikazına muhatap oluruz:
“Vay o namaz kılanların haline ki: Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar gösteriş içindedirler.” Maun, 107/4-6.
Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an tilavetindeki bütünlüğü şu hadisiyle ifade etmiştir:
"İnsanlar helâk oldu, ancak alimler kurtuldu. Alimler de helâk oldu ancak, ilmiyle amel edenler kurtuldu. İlmiyle amel edenler de helâk oldu, ancak ihlâs sahibi olanlar kurtuldu. İhlâs sahibi olanlar da büyük bir tehlike içindedirler."
İlim-İman-Amel-İhlas-İhsan=Ahlak
“Kur’an’ın Hâkimiyeti Mutlakası” başlığında yazdığı makalede Said Nursi, insanları amale sevk eden kudsiyetin kaynağı olarak ifade ettiği Kur’an’ın daha çok anlaşılması, yaşanması halinde ancak İslam kardeşliğinin tesisinin mümkün olduğu belirtmiştir:
“Eğer cemaat-i İslâmiyenin hâcât-ı zaruriye-i diniyesi bizzat Kur'ân'a müteveccih olsa idi, o Kitab-ı Mübîn, milyonlarca kitaplara taksim olunan rağbetten daha şedit bir rağbete, ihtiyaç neticesi olan bir teveccühe mazhar olur ve bu sûretle nüfus üzerinde bütün mânâsıyla hâkim ve nâfiz olurdu. Yalnız tilâvetiyle taberrük olunan bir mübarek derecesinde kalmazdı.”
Aliya İzzetbegoviç'in dediği gibi: "Kur'an edebiyat değil, hayattır. Dolayısıyla O’na bir düşünce tarzı olarak değil, bir yaşam tarzı olarak bakılmalalıdır.”
Hablullah=Kopmaz İp’e sarılıp dünya ahiret saadeti istiyorsak daha çok Kur’an okuyacağız, daha derinlemesine anlamaya gayret edeceğiz, daha ihlaslı yaşayacağız anladıklarımızı…
Ve yaşayan Kur’an olan Allah Resulü’nün de rehberi Kur’an bizi de yaşayan, ahlak timsali örnek bir Hz. İnsan haline getirecek inşallah.
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.