KUR’AN’IN KALP VE VİCDANLARA ETKİSİ İÇİN NE YAPMALI?
20 Ağustos 2019
"Bütün kitaplar tek bir kitabın anlaşılması için okunur, bütün sohbetler bir kitabın yaşanması için yapılır.''
Kurtuluş olarak Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'e sıkı sıkıya sarılmamızı açıkça emretmiştir.
"Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı tutunun (hayatınızı ona göre düzenleyin) ve (İslam'la çelişen davranışlarınızla gruplara ayrılarak) birbirinizden kopmayın! Allah'ın üzerinizdeki (İslâm) nimetini düşünün ki, cahiliyet devrinde birbirinize düşmanlar iken o, sizin kalpleriniz arasında ülfet (yakınlık) meydana getirdi de onun nimeti sayesinde din kardeşleri oldunuz. Hem siz ateşten bir çukurun tam kenarında bulunuyordunuz da oraya düşmekten sizi (İslam ile) O kurtardı. İşte Allah size âyetlerini böylece açıklıyor ki, doğru yola eresiniz.” Al-i İmran, 3/103.
Kainatı yaratan ve halife olarak insanı seçen Yüce Allah insanın dünya ahiret kurtuluş reçetesi olarak Kur'an-ı Kerim'i göndermiş ve O'nu kıyamete kadar koruyacağını ifade etmiştir.
"Bu Kur'an'ı gerçekten biz indirdik ve onu koruyacak olan da biziz.” Hicr, 15/9.
Kur'an-ı Kerim'in en büyük müfessiri Allah Elçisi Hz. Muhammed'(s.a.v.)dir.
Kur'an-ı Kerim'in kıyamete kadar korunacağına dair teminat Peygamberimizin sözleri olan Hadis-i Şerif'ler hakkında verilmemiştir.
Dolayısıyla bize hadis olarak aktarılan sözlerle ilk yapacağımız iş Kur'an'a arz etmektir.
Darphane ismi ile de anılan Kufe'de sahte para basıldığı gibi hadis rivayet edildiğini gören İmam-ı Azam Ebu Hanife ‘'Kur'an'a arz'' metodunu ortaya koymuş ve geliştirmiştir.
Bir hadis Kur'an'dan herhangi bir ayetiyle çelişmemelidir.
Arefe gününde bir gün önce camide namazdan sonra hadi okuyan bir hoca arkadaşımız, "Arefe gününü oruçla geçirenin, bu yıl ve gelecek yıl ki günahları affolunur” şeklinde hadis(!) okudu.
Bunu dinleyen cemaat için 1 nafile oruç karşılığı 2 yıllık günah işleme özgürlüğü yolu açılmış olmadı mı?
Bakın bu hadis(!) olduğu iddia edilen söz hangi ayetlerle çelişiyor.
"Ey insanlar! Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın! Sakın çok aldatıcı (şeytan), Allah'ın bağışlayıcılığını ve merhametini ileri sürerek sizi aldatmasın!” Fatır, 35/5.
"Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlemişse, onun mükâfatını alacaktır. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük yapmışsa, onun cezasını görecektir.” Zilzal, 99/7,8.
"Yoksa onlar kendilerine Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "O şefaatçiler hiçbir şeye güç yetiremez, hiçbir şeyi kavrayamaz olsalar da mı? De ki: "Şefaat etme yetkisi bütünüyle Allah'a aittir; göklerin ve yerin hükümranlığı O'nun elindedir; sonunda kaçınılmaz olarak dönüp O'na varacaksınız." Zümer, 39/43,44.
"Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; diridir, her şeyin varlığı O'na bağlı ve dayalıdır. Ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. O'nun izni olmadıkça katında hiçbir kimse şefaat edemez. Onların önlerinde ve arkalarında olanları O bilir. O'nun ilminden hiçbir şeyi -dilediği müstesna- kimse bilgisi içine sığdıramaz. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine almıştır. Onları korumak kendisine zor gelmez. O yücedir, mutlak büyüktür.” Bakara, 2/255.
Ayrıca ‘'kul hakları'' ve ‘'yaratılmışların hakları'' hesaplaşmaya ve helalleşemeye bağlı olduğu halde din adına insanlar nasıl bu kadar rahat konuşabiliyor?
2 yıllık günahını 1 oruçla affettirdiğine inanıp, aynı hızla devam eden ‘UYANIK' ahirette farklı bir tabloyla karşılaştığında o hocadan şikâyetçi olmayacak mı?
"O gün kişi, kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacak. gün, onlardan her birinin kendine yetecek bir derdi vardır. O gün bir takım yüzler vardır ki, parıldarlar, gülerler (ve) sevinirler. O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler. Onları karanlık ve karalık kaplayacaktır.” Abese, 80/33-41
Kızı Hz. Fatma ve halası Hz. Safiyye'ye ısrarla, defalarca ‘'Ey kızım, ey halam namazınızı kılın, benim babam Peygamberdir, benim yiğenim Peygamberdir diye bana güvenmeyin. Allah'a ve kullarına karşı vazifelerinizi yerine getirin! Eğer kulluğunuzu yapmazsanız Vallahi ben size bir şey yapamam” demiştir.
Uydurma hadisin gerçek hadislerden çok olduğu günümüzde İslam dini ile ilgili bir konuda konuşan herkes şu kurala riayet etmelidir:
"Konuştuğunu destekleyen Kur'an'dan bir referans ayetle konuyu mutlaka ispat etmelidir.”
Bediüzzaman Said Nursi "Kur'an'ın Mutlak Hakimiyeti” ismini verdiği risalesinde konuyu şöyle açıklıyor: "Cumhûru(insanları), burhandan ziyade, mehazdeki(kaynaktaki) kudsiyet imtisale sevk eder. Müçtehidînin kitapları vesile gibi, cam gibi Kur'ân'ı göstermeli; yoksa vekil, gölge olmamalı."
2 milyara yakın Müslüman olarak Allah'ın sağlam ve kopmaz ipi Kur'an-ı Kerim'e sarılmak ve dünya ahiret saadetine nail olmak istiyorsak Yüce kitabı hayatımızın merkezine almalı, kuyumcunun mihenk taşı gibi, Kur'an tezgahından geçmeyen hiçbir konuyu kalp ve zihnimize kabul etmemeliyiz.
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.