Türkiye 1950’li yıllardan itibaren hızlı bir şehirleşme yaşadı.
Kırsaldan şehre akın her geçen gün artan bir hızla sürüyor.
Oysa ilk insan ve Peygamber Hz. Âdem’den bugüne değişmeyen bir gerçek var: “Buğday ile koyun gerisi oyun”.
Şehre hareketin sebepleri iyi yöneltilse denge sağlanabilirdi.
Konya’nın Huğlu ve Üzümlü kasabaları bu dengeye en güzel örnek.
Bu kasabalar kendi nüfuslarını muhafaza yanında Beyşehir, Seydişehir ve Derebucak ilçelerinden servislerle işçi taşıyorlar.
Türkiye sıkıştığı kişi başı on bin dolar gelirini artırmak istiyorsa bu işe şehir ve köy dengesini yeniden gözden geçirerek başlamalıdır.
Yüzde yedilere kadar düşen köylü nüfusu, hem tarım ve hayvancılık, hem de şehirlerin güvenliği açısından ciddi bir milli güvenlik problemidir.
Osmanlı köyden rast gele şehre gelmek isteyenlere “çift-ü çubuk kaçkunu” ismini veriyor ve geldiği veya daha uygun bulduğu coğrafyada tarım ve hayvancılıkta istihdama zorluyordu.
Şehirler ilk kurulduğu zamanlardan bu yana insanların elini kolunu sallaya sallaya taşınabilecekleri ve yerleşecekleri mekânlar değildir, olmamalıdır.
Oluyorsa; orası şehir değil, devasa bir köydür.
Hatta şehir olamadığı gibi, köyde kalamamıştır.
Bugün canımızı yakan onlarca çocuğumuzu kurban verdiğimiz “başıboş köpekler” konusu da bu plansız-programsız şehirleşmenin bir komplikasyonudur. Dün tarım ve hayvancılıkta çok işe yarayan köpekler “çift-ü çubuk kaçkunları” ile birlikte şehre taşındılar.
Kamu-Yerel Yönetim ve STK’lar “başıboş köpekler” probleminden başlayıp, uyuşturucu, kahredici yoksulluk, damgalanmış mekanlar v.b. şehrin diş çürükleri hükmündeki acil problemlerine eğilmeliler.
Diş gibi küçük gördüğünüz problemler zamanında önlem alınmazsa septik şokla vücudu ölüme götürür.
Şehir, caddelerinde uçan her kelebekten haberdar olduğu ve onun hayatına dair gereken bütün ihtiyaçlarını yerine getirebildiği kadar şehirdir ve o şehir Ümran’ın da merkezidir.
Aksi; sadece koyun sürüsünden farkı olmayan şuursuz insanlar topluluğudur.
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Bu site deneyimlerinizi kişisellesştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın.
Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.