​Korona günlerinde ramazan

Yeni “tip” hayata alışamayız derken, alıştık galiba. “Ne olacak canım iki haftada gelir geçer” diye düşünürken neredeyse iki aydır evdeyiz. Yepyeni bir hayatımız var artık. O kadar çok şey değişti ki..  

Yarın Ramazan. Orucun ilk günü. Hadi bir yıl geriye dönelim. Filmlerde olur ya gözler dalar gider sonra geçmişten bir sayfa gelir. Bizde bir yıl geriye saralım hayatı bakalım neler oluyormuş.

Sevimli telaşlar. Tatlı koşuşturmalar. Pazar tezgahları dolu. Yufkalar, erişteler, şerbetler, hurmalar sıra sıra.

Belediyeler cami temizliğini bitirmiş, iftar çadırlarının son hazırlıkları ile meşgul.  Camiler, cemaatine hazır. İmamlar da ayrı bir sevinç. 

Çocuklar ilk oruçları için sahura hazırlanıyor. Ertesi gün tekne iftarı sevinci heyecanını yaşıyor. Anneler iftar davet listesi hazırlarken, bir taraftan da ‘bey bey geçen yıl falancaları unutmuştuk aman bu yıl atlamayalım’ diyor. 

Fırınlar pideler, içliler, güveçler,  börekler, baklavalar için çoktan hazır. Lokantalarda, otellerde aşçılar, garsonlar iftar saati yoğunluğu ve koşuşturmasının heyecanını yaşamaya çoktan başladılar.

Medya kuruluşlarında da bir telaş var. Şehrin değişik meydanlarında stüdyolar kuruluyor. Sahurdaki konuklarımız, iftarda ise falanca konuklarımız reklamları sık dönmeye başlıyor. 

İstanbul’da bambaşka bir telaş. Eyüpsultan, Sultanahmet, Üsküdar, Fatih.. Meydanlar ışıl ışıl. İftar çadırları çoktan hazır. Her köşede bir kitap fuarı. Eyüpsultan, Mahmut Hüdai, Mevlana hazretleri, Oruç Baba ve birçok değerli manevi büyüğümüz yurdun her köşesinden gelecek ziyaretçilere hazır. Mahyalar yanmaya başladı.

Evet şimdi tekrar geri gelelim. Evdeyiz. Markete, pazara gidiyoruz ama farklı. Camiler mahzun, hüzünlü. Meydanlarda kimse yok. Teravih Namazı evlerde kılınacak. İftarlar listemiz yok. Davet edemeyeceğiz, davete gidemeyeceğiz.  

Bir yakınımız, dostumuz virüs sebebiyle hastanede onun hüznünü yaşıyoruz.

Her şeye rağmen şükürler olsun on bir ayın sultanına eriştik. Oruçlarımızı tutacağız. Evlerimizde de olsa teravih namazlarımızı kılacağız. 

Bu yıl imkânlarımız dâhilinde zekat ve fitrelerimizi artıralım. Sadakalarımızı çoğaltalım. Bir birimiz için dua edelim.  Hastalarımıza şifa için, doktorlarımıza sabır- kuvvet için çokça dua edelim. Ayrıca dilimizden “Allah devletimize zeval vermesin” duamızı asla düşürmeyelim.. 

Ramazan-ı Şerefinizi tebrik ediyorum. İnşallah bayramı sevdiklerimize sarılarak ve kucaklaşarak kutlarız. 

YAYINEVLERİ ZOR DURUMDA

Türkiye Yayıncılar Birliği, COVID-19 salgınının yayıncılık sektörü ve paydaşları üzerindeki etkilerini görmek amacıyla, üyeleri arasında yaptığı “Koronavirüs’ün Yayıncılık Sektörüne Etkisi” başlıklı anketin sonuçlarını açıkladı. 
Anketi cevaplayan yayınevlerinin satışlarının, adet bazında ortalama %63 düştüğü görülürken, mevcut personel pozisyonunda değişiklik yapmadan yayınevlerinin faaliyetlerini yürütmeye dayanma süresi ise ortalama 3 ay olarak ortaya çıkıyor. 

Bu zorlu süreçte sektörün kendi içinde dayanışma çağrısını yineleyen Türkiye Yayıncılar Birliği, #evdeyimokuyorum kampanyası ile herkesi, evde geçirilen vakti okuyarak değerlendirmeye ve kitapları, tedarik zincirinde zor günler yaşayan kitabevlerinden tedarik etmeye davet ediyor.

Basılan ama dağıtılamayan toplam başlık sayısının yaklaşık 1.695,
Basılan ama dağıtılamayan toplam kitap adetinin yaklaşık 5.222.155,

Yayınlanmasından vazgeçilen veya askıya alınan kitap sayısının yaklaşık 3.890 adet olduğu tahmin ediliyor.

Anketi cevaplayan yayınevlerinin satışlarının, adet bazında ortalama %63 düşmesi ise, anketten ortaya çıkan önemli sonuçlardan biri.
 
Yapılan tüm çalışmalar, kültürel hayatın en önemli yapı taşlarından biri olan yayıncılık sektörünün oldukça ciddi bir krizin içinden geçtiğini gösteriyor. 

Bu krizin en az hasarla atlatılması için Türkiye Yayıncılar Birliği, devletin açıkladığı tedbirler kapsamında kamu hizmeti yapan yayıncıların;

Kısa dönem çalışma ödeneğinden öncelikli ve ivedilikle yararlandırılmasını,

Açıklanan KGF ve benzeri banka kredilerinden yararlandırılmasına öncelik verilmesini,

​Kültür ve Turizm Bakanlığının açıkladığı kitap alım bütçesi sırasında ve bankalardaki kredilendirme sırasında, çok zor durumda olan sektörün vergi borcu sorgulamasından muaf tutularak hareket edilmesini talep ediyor.