Son Dakika Haberler
Yemek pişirmek için kullandığımız tencereler için “kapak” vazgeçilmezdir.
Kapak yemeğin daha hızlı ve verimli pişmesini sağlar.
Kalbin kapakçıkları vardır; onlar kan dolaşımı için vazgeçilmezdir.
Evlerin perdesi, insanın kıyafeti hep doğal yaşamın bir gereğidir.
İnsanın düşüncelerini ifade ederken başvurduğu kelimelerin çıktığı ağzın da kapakları dudaklardır.
Dudaklar açıldığında sesi duymadığınızda bile kişinin ne konuştuğu günümüzde çözülebiliyor.
O halde dudaklarımız için düşünce tenceremiz olan beynimizin kapağı diyebiliriz.
Düşüncelerin hakkıyla pişmesi, lezzetini ve besin değerlerini koruması için dudakların kapalı olması gerekiyor.
Dudakların açılıp kapanmasına dair şöyle bir formül öneriyorum.
3 okuyun, 2 dinleyin, 1 yazın, sonrasında dudaklarınız hafifçe açın ve konuşun.
6 adımı tamamlamadan beyin tenceresinin kapakları dudakları açmayın.
Kur’an-ı Kerim’de Allah 3 günlük suskun kalmanın, dudakları kapalı tutmanın insanda mucizâne değişiklikler yapacağını; 100 lük ihtiyarı, genç bir delikanlı enerjisine döndüreceğine işaret ediyor. (Meryem, 19/7-10)
İslam’da dudakları kapatıp, düşünceleri beyinde pişirmenin adı “tefekkür” dür.
Hz. Peygamber (s.a.v)’in ifadesiyle; “Bir saat tefekkür Allah katında bir yıl nafile ibadetten daha değerlidir.”
Çağın en büyük vebalarından birisi “çok konuşmak”.
İnsanlar ağızları ishal olmuşçasına durmadan/düşünmeden saçma/sapan konuşuyor.
Şehir magandalarının bilinçsizce sağa/sola ateş ettiği gibi ağızlarını köpürterek ağızlarından her tarafa ateş ediyorlar.
Gıybet, zan, iftira, dedikodu gırla gidiyor.
Düdüklü tencere gibi olmalı insan.
Düşüncelerini 3 okuyarak, 2 dinleyerek, 1 yazarak beslemeli ve tefekkür/taakkul/tezekkür/tedebbürle pişirmeli, demlendirmeli.
Hayrın da şerrin de tetiği dildir, dilin kapağı dudaklar.
Dudaklarına/kapaklarına sahip olan kurtulur.
Yorumlar