İşiniz su gibi akmıyorsa, o iş size uygun değildir!
Derhal o işi değiştirmeyi deneme çalışmalarına başlayın.
İbn-i Hâldun'a göre, "Kim ne için yaratılmışsa, o şey ona kolaylaştırılır…"
Yaptığınız iş sizin için; balığın denizde yüzmesi, kartalın mavi gökyüzünde uçması, atın ovada koşması gibi keyifli olmalı.
Birilerinin kendi menfaatleri doğrultusunda sizi “gaza getirip” oturttuğu pozisyonlar size keyif vermiyorsa “fena kullanılıyorsunuz” demektir.
İşimiz özgüvenimiz, eşimiz, çocuklarımız, sağlığımız ve yakın çevremizi yoruyorsa bize uygun değildir.
“Hayat ancak ahiret hayatıdır” sözüyle Allah Elçisi bir ölçü verdi bizlere…
İnanan her insan yekpare/yek parça bir zaman olarak elest-ü bezminden kıyameti birlikte ele alır.
Ve mebde (başlangıç-elest bezmi) ile müntehayı (son-kıyamet-ahiret) birlikte değerlendirerek kıyamını/duruşunu/fıtratını muhafaza etmeye çalışır.
Tertemiz geldiği dünyadan tertemiz ayrılır.
Bu temizlikte “helal lokma” peşinde koştuğumuz işimiz ve orada ortaya koyduğumuz performans hayati önemdedir.
“Bir kişinin dindarlığı lokmasını helalliği nispetindedir” der Süfyan-ı Sevri.
Her sabah işinize giderken ilk defa gidiyormuş motivasyonu ile gidemiyorsanız “helal lokma” risk altında demektir.
Önce işe girmek için kırk takla atıp, sonra işinizden şikâyet ediyorsanız acı bir yaşlılık dönemi ve felaketlerle dolu bir ahiret hayatı kapınızı kesinlikle çalacaktır.
Yaşlanma anne karnında başlar ve o hasat döneminin en belirleyici periyodu iş hayatımız ve oradan devşirdiğimiz hayatımızın yakıtı olan lokmalardır.
Suratınızdaki kırışıklıkların nur ya da zulmet yayması tamamen işinizi hakkıyla yapıp yapmadığınızla alakalıdır.
Dolayısıyla rabbimize doğduğumuz gibi içimiz dışımız tertemiz kavuşmak istiyorsak helal lokma-helal rızka; helal rızık için de işimizin hakkını vermemiz gerekiyor.
Helal lokma-helal rızık ihlal edildiğinde yani harama kaydığımızda onu temizlemenin yolunun tövbe ve gözyaşı olduğunu unutmayalım.
“Hazret-i Hızır selam göndermiş,
Oturduğu postu pak etsin deyu,
Muhammed kandilden(miraçtan) indi buyurdu
Yediği lokmayı hak etsin deyu.” (Âşık Budala, 18. Yüzyıl)
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Bu site deneyimlerinizi kişisellesştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın.
Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.