Son Dakika Haberler
Hayatta her şey küçük adımlarla başlar.
İlk küçük adımın hakkını verebilen ikinci, üçüncü adımını daha sağlam basarak ilerler.
Bu açıdan bakıldığında insan hayatında küçük/büyük ayrımı yoktur.
Küçükten büyüğe, saniyeden saatlere/günlere/yıllara aynı değer ve kıymet verilmelidir.
İslam’ın evrensel bir din olarak gönderilmesi bütün mekânların, tüm zamanların bizim duruşumuz ve davranışımızla kıymetlenebileceği, mübarek olabileceği anlamlarını taşır.
İslam evrensel anlamda her zaman ve mekânı kucaklar ve değer yükler.
Şuurlu her Müslüman dan da bu kıymeti eşya ve insanlara yüklemesini ister.
“Her geceyi kadir, her muhatabını Hızır bil” yaklaşımı İslam’ın bu evrensel bakışının en öz ifadesidir.
Büyük resme odaklanıp kendince küçük gördüğü şeyleri ihmal etmek insanın en sık yaptığı hatalardandır.
Kibir ve gurura saplanıp dalalete giden İblis’in de insanı büyük resme yönlendirip “cambaza bak!” marifetiyle küçük gösterdiği şeyleri ihmal ettirmesi en büyük desiselerindendir.
İnsanın önceliği en yakınlarındaki küçük şeylerin hakkını vermek olmalıdır.
Yakınındaki küçük şeylerin hakkını teslim etmeyen uzaktaki büyük şeylere de ulaşamaz.
Dibine ışık veremeyen mum çevreye güneş olamaz.
Şeytani yaklaşım atasözlerine de sızma başarısını göstermiştir.
“Mum dibine ışık vermez” İslam’ın onayladığı bir durum değildir.
İyiliğe/tebliğe/yardıma en yakınından başlaması inananlara emredilmiştir.
Bu önemli ikaz her hafta Cuma günü hutbede ayetle (Nahl, 16/90) hatırlatılır.
Kısaca; hayatımızı küçük şeyler ilmek ilmek örmektedir.
Bu sebeple; bu küçüktür, basittir, önemsizdir demeyin.
Her nefese, her ana, her şeye büyük değer verin.
Onlar sizin cennet/cehennem yolunun taşlarıdır.
Son sözü sözlerin sultanına bırakalım:
“Kıyâmet günü (amellerin tartılması için) adâlet terâzilerini kurarız; artık kimse bir şeyle haksızlığa uğratılmaz. Hardal dânesi ağırlığında (bir amel) bile olsa, onu getiririz. Hesap görücüler olarak da biz yeteriz.” Enbiya; 21/47.
“Lokmân, “Sevgili oğlum” (dedi), “Yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklansa veya göklerde yahut yerin dibinde bulunsa yine de Allah onu açığa çıkarır. Kuşkusuz Allah her şeyi bütün gizlilikleriyle bilir, O her şeyden haberdardır.” Lokman, 31/16.
Yorumlar