Allah kendi mülkünden halife olarak atadığı insana kullanabilmesi için sınırlı bir alan tahsis etmiştir.
İnsana tahsis edilen alan görülmeyen ama son derece net hissedilen lazer ışıklarıyla belirlenmiştir.
Bu lazer ışıkları yaklaşıldığında dahi insanı açıkça uyarmaktadır.
İnsanın sınırlarını belirleyen lazer ışıklarına yaklaşıldığında ya da temas edildiğinde ortaya çıkan reaksiyona “stress” diyoruz.
Eğer hayatınızda stress varsa Allah’ın size çizdiği sınırları zorluyorsunuz demektir.
Biz ilah değiliz, O’nun kullarıyız.
Âdem (a.s.) gibi Allah’ın yaklaşmayın dediği sınırlara yaklaşmadığımız sürece cennetteyiz.
Sınırları zorladığımız zaman da cehennemin numuneleri ve stress bizi bekliyor.
İnsanın haddini aşmasının faturasına dair tarihte bireysel veya kitlesel/toplumsal çokça misaller vardır.
Karun haddini aştığı için servetiyle birlikte yerin dibine gömülmüştür.
Firavun ve kavmi haddini aştığı için denizin dibinde boğulmuştur.
Hz. Yunus (a.s.) haddini aştığı için balığın karnına düşmüş, samimi bir tövbe ile kurtulmuştur.
Pisagor'un Adalet Kupası (ayrıca Pisagor Kupası), dışarıdan bakıldığında içeceklerin konulduğu sıradan kupalara benzeyen; fakat içinde özel bir düzenek bulunan
Samos'lu Pisagor'a atfedilen bir tür pratik eğlence bardağıdır. Bardağın içindeki düzenek, bir kolon ve bu kolonda bulunan bir kanaldır. Su, bu kolonun seviyesinin altına kadar doldurulduğunda diğer normal kupalarda olduğu gibi durmaktadır. Fakat su bu kolonun seviyesini geçerse ortadaki kolon ve içindeki kanal da su ile dolar ve ardından sifon (siphon) etkisi devreye girer. Böylece kupanın içinde bulunan suyun tamamı dökülmüş olur.
Pisagorun adalet kupası insanın haddini bilmesi gerektiğini anlatır akıllı olan insana…
İnsanın haddini aşmasının sonuçları ilkokulda “altın yumurtlayan tavuğu kesmek” hikayesi üzerinden anlatıldı bizlere…
“Pygmalion etkisi” de insanın hadsizliğinin sonuçlarına işaret eder.
Efsaneye göre Kral Pygmalion bir heykel yapar.
Sonra elleriyle yaptığı fildişinden bu heykele âşık olur.
Bunun üzerine Aphrodite, Pygmalion'un heykelini canlandırır!
Ve stres…
İtalyan ressam - heykeltıraş Michelangelo, Musa heykelini yapıp karşısına geçer...
Bir süre sonra çekicini alır ve bağırarak heykele fırlatır:
-Perché non parli.
Yani:
-Ey Mûsa! Konuşsana, neden konuşmuyorsun?
İşte burası insanın lazer ışıklarıyla oynamaya başladığı yerdir.
Hz. Nuh (a.s.) oğlu Kenan için ehlimden ısrarı üzerine lazer ışıklarına temas etmiş ve “O senin ehlin değil” (Hud, 11/46) ikazıyla karşılaşmıştır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) amcası Ebu Talip için çok ısrar ederek lazer ışıklarıyla tanışmış ve “Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis Allah dileyene hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.” (Kasas, 28/56) uyarısının muhatabı olmuştur.
“Kendini bil!” “Haddini bil!” demektir.
Allah’ın bize çizdiği sınırları bilmek için önce O’nu sonra kendimizi iyi tanımamız gerekiyor.
“Kendini bilen Rabbini bilir” sözü bu gerçeğe işaret eder.
Ne mutlu o kimseye ki, haddini bilir tavrında tecavüz etmez.
Dünyada mutlu bir hayat yaşadığı gibi ebedi saadete de kavuşur.
Onlar Allah’ı dost edinmiş, Allah’ın da onları dost edindiği “haddini bilen, saygıda kusur etmeyen, kendi kulvarını aşmayan” mütevazı insanlardır.
“Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.”(Yunus, 10/62)