​Derdinin Devası Sen’sin

Varlık benzemezlikler üzerine kuruldu.
İki elma, iki portakal, iki erik, iki kar tanesi, iki ses, iki yürüyüş şekli…
Aynısının tıpkısı asla ve asla yaratılmadı.
Allah kendini açıkça gösteriyordu aslında.
İlk insanla son insanın yüzünü, parmak izini, göz bebeğini, dna/rna sını hafızasında tutup birbirine benzetmeyen ilim ve kudret sahibi sizi/bizi yaratıyor açık.
Aklın işi görünenden bilgiyi toplayıp görünmeyenleri tamamlamak.
İnsan “bal arısı” gibi olmalı.
Kâinattan ders alabileceği en iyi örneklerden birisi “bal arısı” insan için…
Temiz, güzel, nezih, helal, farklı…
Her kitap, her insan, her olay, her manzara bir çiçek olsun.
Al oradan nektarını.
Ama en önemlisi en %51 kendi kovanına çekil.
Ve o nektarları peteklere işle…
Kendi mağaranda, kendine yoğunlaş.
Hira sı olmayanın Mekke/Medine’si olmaz.
İçine yürüyemeyenin dışarıda itibarı olmaz.
İçeride üretilmeyen deva yoksa dışarıdan verilen ilaçlar insanı iyileştirmez.
“Bal arısı” gibi olmalı insan dedik ya!
İlacı da, devası da kendi balı.
Çareyi uzakta arama!
Çare sensin.
Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır!