Rabbim “ben yeryüzünde halife yaratacağım” dediğinde melekler itiraz etmişti.
“Bir zamanlar Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde (hükümlerimi icra edecek) bir halife (etkili ve yetkili olmaya elverişli insan) yaratacağım” buyurmuştu. (Melekler de: Ya Rab!) “Seni övgüyle yüceltip takdis eden bizler dururken, orada bozgunculuğa ve yozlaşmaya yol açacak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” dediler. (Allah da) şöyle buyurdu: “Ben, sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim.”(Bakara, 2/30)
İblis, insanın bozgunculuk ve yozlaşma yönünün ağır basacağına inananların başını çekmişti. Öyle ki, emre rağmen insanın secde edilecek bir halife olamayacağını kibirle ve böbürlenerek ifade etmiş, haddini aşmıştı.
“Dedi ki: “Kokuşmuş balçığın kurumuş çamurundan yarattığın bir insana secde edecek değilim.” (Hicr, 15/33)
Secde etmemesi üzerine huzurdan kovulan ve ebedi helakete yuvarlanan İblis bir iddiada bulundu.
“(Bunun üzerine İblis:) “Mademki beni (yaptıklarım yüzünden rahmetinden uzaklaştırarak) azgın bıraktın, o halde ben de, gidip senin doğru yolunun üzerinde onlar(ı saptırmak) için pusuya yatacağım. Sonra and olsun ki: “Onların önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından gelip sokulacağım. Ve sen, onların çoğunu şükreder bulmayacaksın” dedi. (Allah) buyurdu ki: “Haydi, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! And olsun ki, onlardan kim sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım.” (A’raf, 7/16,17,18).
Yüce Allah insanın hayrının şerrinden daha fazla olacağı hikmetiyle insanı yarattı, cennetine koydu ve malum yasağın çiğnenmesiyle cennetten dünyaya inerek imtihan sürecimiz başladı. Ve Hz. Adem’den günümüze beşeriyet kah ahsen-i takvimde, kah esfeli safilinde bu günlere geldi. Bazen insanlık bozgunculuk ve zulümde çok ileri gitti. Hz. Nuh’un, Hz. Lut’un, Hz. Salih’in kavimlerinde olduğu gibi toplu helakler yaşadılar.
Hz. Peygamberimizden itibaren kıyamete kadar toplu helak olmayacağını Yüce Allah kutlu elçisine bildirdi.
Ama Hz. Peygamber’den sonra da ne zaman insanlık ekser olarak zulme ve bozgunculuğa dönse Allah’ta musibetler vererek kötü gidiş için acil frenler yaptı.
“(Tevbe ederseniz) umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Biz, cehennemi inkârcılar için bir zindan (hapishane) kıldık.”(İsra, 17/8).
Hüküm çok açık, siz bozgunculuğa dönerseniz, biz de sizi cezalandırmaya döneriz.
Corona günlerinde tüm dünyada insanlığın düştüğü aşağılık durumları ve cezalandırılmanın en acı misallerini görüyoruz.
Peki, nasıl geldik buraya?
“Ve asla zulmedenlerden yana eğilim göstermeyin! Yoksa ateş size de dokunur. Sizin Allah'tan başka dostunuz yoktur, sonra size yardım da edilmez.” (Hud, 11/113).
Dünyanın çoğunluğu zalim oldu veya zalimlere meyletti. En azından çoğunluğu imanın en zayıfı kalp ile dahi buğz etmedi. Ve dünyayı bugün kavuran corona ile cezalandırıldı.
Dünyanın bütün güçlerinin tepindiği Suriye’de ne zulümler işlendi.
Çin, Doğu Türkistan’da; Rusya Suriye ve Kırım’da; Abd, Afganistan, Irak ve Suriye’de; Fransa’nın Afrika’nın birçok ülkesinde; İsrail’in Filistin’de, İngiltere’nin görünmeden dünyanın bütün mazlum coğrafyalarında işlediği ve insanlığın sessiz kaldığı zulümler bu günleri getirdi.
İslam Alemi’de; hakkın hakikatin savunmak ve zulmün karşısında dimdik karşı durmak yerine maalesef dünya sevgisi ve vehn(ölüm korkusu) ile seyirci kaldı.
Tekasür suresinde ısrarla uyarılmamıza rağmen biz sadece çoğaltmanın peşinden koştuk.
Parayı, makamı, şanı, şöhreti artırmanın şehvetine kapıldık.
Peygamberimizin ümmeti için en çok korktuğu ve İsrail Oğulları’nına zillet ve meskenet mührü vurulmasına neden olan dünya sevgisi ve vehn(ölüm korkusu) Müslümanlara da bulaştı ve ayetin muhatabı olduk.
“Onlar, dünya hayatını ahirete tercih ederler. (Başkalarını) Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isterler. İşte onlar derin bir sapıklık içindedirler.” (İbrahim, 14/3).
27 Ocak’ta ki yazımda Corona’nın Allah’ın gönderdiği şefkatli ama ciddi bir müfettişi olduğunu ifade eden bir yazı yazmıştım.
Bugün bazı şeyler daha net ortaya çıktı.
Corona günleri Rabbimizin rahmetiyle bizi tövbeye, istiğfara, samimi pişmanlığa davet ediyor dostlar.
Aklı başında insanlar için o kadar çok ibretler var ki; say say bitmez.
Şunu unutmayın!
Bu corona günleri de geçecek, covid 19 gidecek ama başka bir müfettiş mutlaka gelecek.
Bu şefkatli ama ciddi müfettişler ortalama 7 yılda bir geliyorlar ve gelecekler…
Bizim eksikliğimiz, günahlarımız, zulümlerimiz oranında zarar veriyorlar, verecekler…
Rabbim ne buyurmuştu:
“(Tevbe ederseniz) umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Biz, cehennemi inkârcılar için bir zindan (hapishane) kıldık.”(İsra, 17/8).
O halde haydi! Hep birlikte tövbe ve istiğfar zamanı, format zamanı.
Bütün hayatımızı Kur’an-ı Kerim tezgahında yeniden kurma zamanı.
Bu işleri yaptığımızda Rabbimizden dünya ve ahiret mutluluğu müjdesini alırız.
“Ancak, tevbe edip doğru yola dönen, iman edip dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan kimseler bunun dışındadır. Allah, böylelerinin kötülüklerini güzelliğe dönüştürür. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”(Furkan, 25/70).