Son Dakika Haberler
Balfour deklarasyonuyla İsrail’in kuruluş fikrinin finansörlüğünü; yapan kurulduktan sonrada tüm mali imkanlarını İsrail’in ayakta kalması için seferber eden Siyonist sermayedarların finans kaynakları sekteye uğratılmadan; Gazze dahil İslam coğrafyalarındaki soykırımların son bulacağını beklemek ham bir hayalden öteye geçemez. Siyonistler, son yüz yılda başta silah sanayi ve finans sektörü olmak üzere dünyadaki çok uluslu şirketlerin tamamına yakınını ele geçirmiş durumdalar. Tüm bunları yaparken ilham aldıkları motivasyon kaynağı talmud’da geçen “Yahudi olmayan birinin malı, onu ilk bulan yahudi’nindir” sapkın inanışıdır. Bu inanıştan aldıkları ilhamla kimi şirketleri batırarak; kimi şirketleri büyüterek elde ettikleri ekonomik güçle; başta G-7 ülkeleri olmak üzere birçok devlete diz çöktürüp; bu devletleri İsrail’in güvenlik şirketi haline getirdiler. Uluslararası medya kuruluşlarını, haber ajanslarını ve sosyal medya platformlarını ele geçirip; Siyonistlerin iyi dediğine iyi kötü dediğine kötü diyecek bir medya düzeni inşa ettiler. Sivil toplum kuruluşlarına sağladıkları ekonomik desteklerle onların yönetimlerini ele geçirerek bu kuruluşları Siyonizm’in çıkarlarına hizmet eden kullanışlı aparatlara dönüştüdüler. Tüm bunları yaparken; açlığı, ekonomik krizleri ve öldürmeyi araç olarak kullanmaktan çekinmediler. Dünyadaki finansal sistemi ele geçirerek insanları ekonomik köleler haline getirdiler. Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, Kanada ve bazı Arap ülkelerinin yöneticilerini mankurtlaştırdılar. Amerikalı senatörleri; Gazze kasabının Amerikan meclisindeki koşmalarını ayakta alkışlatacak kadar iradesiz bıraktılar. İsrail’in ayakta kalması için dünyayı ateşe vermeleri gerekirse hiç çekinmeden onu da yapabileceklerini tüm dünyaya göstermiş oldular.
Siyonistlerin batıl inanışlarını gerçekleştirmek uğruna en çok çekindikleri mevzu; sahip oldukları paralarını kaybetme korkusudur. Tamda bu sebeple Müslümanlar için; Siyonist orijinli şirketlere karşı yürütülen boykotlar ihmal edilemeyecek kadar imani ve insani bir meseledir. Ne yazık ki dünyadaki 2 milyar Müslüman nüfus boykot meselesine farklı farklı gerekçelerden dolayı yeterince ilgi göstermiyorlar. Şayet Gazze’de yaşanan soykırımlar karşısında tüm Müslümanlar ortak hareket edip İsrail destekçisi firmaların ürünlerine ödedikleri paraları günlük birer dolar azaltmış olsalardı; bu markalar yıllık 720 milyar dolar civarında kayıp yaşamış olurlardı. Siyonist baronlar böylesine büyük bir kaybı göze alamayacakları için Gazze’deki katliamlar bir anda durdurulmuş olurdu. Para kaybı korkusuyla kitleselleşmemiş küçük çaplı boykotlara bile tahammülleri olmadığı için; kayıplarını telafi edebilmek için indirim kampanyaları ve promosyonlarla tüketicilerin ilgisini cezbederek boykotları bile boşa çıkarmaya çalışıyorlar. Boykot meselesi yerinde ve zamanında kullanıldığında insanlığın elindeki en öldürücü silahtır. Bu silahı bugünlerde Gazzeli mazlumlara yardım için kullanamayacaksak ne zaman kullanacağız.? iki milyar Müslüman olarak hep birlikte niyetlerimizin imtihanındayız.
Merhum Profesör Doktor Mahmud Es’ad Coşan Hoca Efendi meselenin özünü bundan otuz yıl öce daha net ve anlaşılır bir şekilde izah etmiş: “Boykot edelim bir milletin malı satılmazsa yola gelir. Bu adamların dinleri imanları para olduğu için bundan anlarlar.” Keşke bu tür uyarıların gereklilerini 30-40 yıl önce icra edebilmiş olsaydık. Bu katiller sürüsü bugünkü kadar fütürsuzlaşamazlardı. İnsanlık düşmanlarını ve İslam düşmanlarını; Müslümanların paralarıyla beslemeyelim. Boykot edelim, boykotta ısrar edelim, BOYKOTTA HAYAT VAR…
Yorumlar
24 Ekim 2024
16 Ekim 2024
09 Ekim 2024
02 Ekim 2024
26 Eylül 2024