Gazeteci – yazar Bedir Acar, kültür sanat alanında sürekli düşünen yazan ve öneri getiren kıymetli bir büyüğümüz ve dostumuzdur. Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından çok sayıda kişinin de desteğini alan güzel bir öneri getirdi. Şöyle diyor sevgili dostumuz, “Nasıl ki Kiliseler Birliği'nin sinema ödülleri, festivalleri varsa bizde Diyanet, Yeşilay gibi kurumlar da, toplumu iyiye güzele sevk eden sanat eserleri için ödüller ihdas etmeli; sinemanın kitlesel etkisini bilerek ona göre mevzi almalı.” Her satırına katılıyor ve destekliyorum. Günümüzde sinema, kültür silahıdır. Sürekli eleştirmek yerine anında karşılığını vermek ve kendi kültürüne, örfüne uygun filmlerin üretilmesini sağlamak gerek.
“TRT Geleceğin İletişimcileri Yarışması” için 790 başvuru yapıldı
TRT’nin, üniversite öğrencilerinin eğitim faaliyetleri kapsamında yaptıkları çalışmalara katkıda bulunmak ve onları teşvik etmek amacıyla bu yıl 6’ncısını düzenlediği “TRT Geleceğin İletişimcileri Yarışması” ödül töreni ile son buldu. Ödül töreninde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank gençlere tavsiyelerde bulunarak şöyle dedi, “Sevgili gençler, kabul ederseniz bir ağabeyiniz olarak, bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Gayretinize, enerjinize ve vizyonunuza, her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Hayallerinizi gerçekleştirmek için bir an bile beklemeyin. Bakanlık olarak biz daima yanınızda olacağız.” Bakan Mustafa Varank, konuşmasının sonunda sözü yönetmen, rahmetli Ahmet Uluçay’a getirerek, önümüzdeki yıl ‘Ahmet Uluçay ödülü’nün de ekleneceğinin müjdesini verdi.TRT Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Alcan ise salgın günlerine rağmen 76 üniversiteden 790 başvurunun mutluluk verici olduğuna ifade ederken, tüm çekimlerin yeni normale göre yapıldığının altını önemle çizdi.
Öğretmenlere alkış
Öğretmenler günü sebebiyle Anadolu’dan mutluluk veren duygulandıran güzel öğretmen haberleri geldi. Bingöl'ün Genç ilçesindeki Nuri Özaltın İlkokulunda sınıf öğretmeni Veysel Çeliker, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele sürecinde, evinden çıkamayan, özellikle de kırsalda yaşayan öğrencilerin ihtiyaç duyduğu kitapları temin etmek için kampanya başlattı. Kampanyaya büyük destek geldi. Bingöl ve ilçelerinde kırtasiye işleten hayırsever esnafın desteğiyle temin ettiği yardımcı ders kitaplarını, hikâye ve romanlarını kilometrelerce yol giderek talepte bulunan öğrencilerin adreslerine teslim etti. Veysel hoca, 3 ayda 100'ü aşkın öğrenciye ulaşmış oldu.
Tuğba hoca, öğrencileriyle oyunlar oynadı
İzmir'den 10 yıl önce Muş'a atanan öğretmen Tuğba Harmankaya, ilk görev yeri olan Suboyu köyüne giderek hem eski öğrencileriyle hasret giderdi, hem de yeni öğrencilerle oyunlar oynadı ve onlarla kitap okudu.İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı Ar-Ge biriminde görev yapan Tuğba hoca, salgın nedeniyle okuldan uzak kalan öğrenciler için "Çocuklar Köyde Projesi"ni başlattı. Tuğba Harmankaya, bu kapsamda merkez ve ilçelerdeki 45 köyde düzenlediği etkinliklerle öğrencilere keyifli neşeli vakit geçirmelerini sağladı.
Ah eski günler!
Aylardır Korana salgının pençesindeyiz. Artık hastalığın kölesiyiz. Bir yıl önceki yaşantımızı mumla arar olduk. Evden çıktığın an yüzümüzde maske. Özgürce nefes almayı, bir dosta sarılmayı özler olduk. Çay, kahve eşliğinde sohbetlerimiz vardı bizim değil mi? Sosyal medya ve diğer iletişim araçlarından sürekli bir yakınımızın, arkadaşımızın, tanıdıklarımızın, hemşerilerimizin hastalık haberlerini almaktan yorulduk. Peş peşe gelen ölüm haberleri ile yanmaktan artık yanacak yerimiz kalmadı. Sosyal medya hesaplarımızdaki duvarlarımız ve yakın zamanlardaki köşe yazılarımız taziye ağırlıklı. Milletçe zor günlerden geçiyoruz. Ne geçmiş olsun demeye gidebiliyoruz, ne de başsağlığına. Hiç alışık olmadığımız günler. Herkes birbirinden kaçar oldu. ‘Allah beterinden saklasın’ demekten başka da çaremiz yok.
