Son Dakika Haberler
Türkiye yerel seçimlere kitlendi. Hal böyle olunca adaylar, hem meydanlarda hem de ekranlarda projelerini ve vaatlerini anlatmayı sürdürüyor.
Dış ülkelerin yanı sıra tüm Türkiye’nin kendi il ve ilçelerinin dışında en çok merak ettikleri yer kuşkusuz İstanbul’dur. Çünkü İstanbul ülkenin her köşesinden insanların yaşadığı mega şehirdir.
Genel seçimde olduğu gibi dış medyanın ve ülkelerinde tüm dikkati ülkesizde ve dolayısıyla İstanbul’dadır.
Batı her zaman olduğu gibi seçimle dolaylı ya da direkt ilgilidir. Artık seçimler tamamıyla algıyla yürütülüyor. Yapmadığın bir işi yapmış gibi göstermek bir meziyet olmuş durumda. Bakanlıkların yaptığı projelere bile sahiplenilmeye çalışılıyor.
Geçen gün bir toplu taşımada bir kişi Abdülhamit hanın yaptığı eseri bile Ekrem İmamoğlu’na mal etmesi algı boyutunun geldiği noktayı gösteriyordu.
Ak Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi Adayı Murat Kurum hem kendini hem de projelerini tanıtmak için kesintisiz çalışıyor. Hemşerileriyle buluşuyor, sivil toplum örgütleriyle bir araya geliyor, ekranlarda anlatıyor. Şu ana kadar güzel bir kampanya götürüyor.
CHP kendi iç sorunlarıyla uğraşsa da seçim atmosferlerinde ‘kol kırılır yen içinde kalır’ görüşüyle hareket edebiliyor. Son zamanlarda çıkan para sayma görüntüleri, TV’lerde İmamoğlu’nun yapmadığı projeler için hatırlamıyorum sözleri gündemi sarstı. CHP’li seçmeni tedirgin etti. CHP’li olmayıp ta oraya yakın olan partilerin seçmenlerinde ise bu konuda tuhaf bir suskunluk var.
Bu durumda bakacak olursak Ak Parti’yi en çok üzen ise kendine en yakın partilerin yaptıklarıdır. Cidden anlamak çok zor. Diğerleri her koşulda birleşirken bir birine gönülden akraba partiler bunu başaramıyor. Bu bir tez konusudur.
Bir iki gün önce okuduğum “Yeniden Refah Partisi İBB adayı Mehmet Altınöz’ün açık hava kampanyasını İBB üstlendi. Altınöz’ün afişleri ücretsiz olarak İstanbul genelinde İBB’ye ait reklam mecralarına yine İBB'ye iş yapan firmalar tarafından asıldı.” Haber karşısında kendimi ‘nereden nereye’ derken buldum.
Ekrem İmamoğlu’nun hatta Ayasofya Camiinde görüntü vermesi ve kampanya yapması kaybetme endişesinin arttığını gösteriyor.
Ak Parti adayı Murat Kurum’un katıldığı TV programında Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesini de örnek göstererek, "Ayasofya'nın zincirlerinin kırılmasını en çok Erbakan isterdi. Bu gerçekleşmiş. Yeniden Refah Partili seçmen sandığa gittiğinde zincirler kırılsın cami olsun diyene mi yoksa müze olsun diyenlere mi destek olacak? Bunu düşünecektir. İşin sonunda Cumhur İttifakı'ndan parça koparmak CHP'li adaya yarayacak. Yeniden Refah Partili seçmenin bunu isteyeceğini düşünmüyorum." şeklinde konuştu.
Tüm birleşmelere ve algılara rağmen Murat Kurum başarılı gidiyor. Halkın takdirini kazanıyor. Puanını ve oy oranını artırıyor.
Bu durum CHP ve ortaklarını tedirgin ediyor, kızdırıyor. Murat Kurum ise sakin sakin her ortamda projelerini anlatıyor. Hedefe kilitlenmiş durumda.
İstanbul’da Ramazan
İstanbul’da Ramazan her yıl olduğu gibi bu yıl da dolu dolu yaşanıyor. Belediyeler iftar çadırlarıyla binlerce insana iftar veriyor. Metrolarda iftariyelikler dağıtılıyor. Hemşeri dernek ve vakıfları aracılığıyla büyük gönül sofraları kuruluyor. Kültür sanat Merkezleri ve meyanlar kültürel etkinliklerle dolup taşıyor. Kurulan kitap fuarlarınde binlerce kitap ve yazarlar buluşturuluyor. Camiler oldukça şen. Yine bir çok belediye vatandaşları değerli isimlerle sohbetlerde buluşturuyor.
Kadın Eliyle Hoş Geldin Bahar
Bağcılar Belediyesi Kadın ve Aile Kültür Sanat Merkezinde birbirinden güzel el emeği göz nuru eserlerin yer aldığı “Kadın Eliyle Hoş Geldin Bahar” sergisinin açılışı yapıldı.
Kurumun Usta Öğreticilerinden eşim Şerife Dur ve öğrencilerinin de eserlerinin olduğu sergi çok takdir gördü.
Üç güzel sergi
İstanbul’dan Haremeyne Kutsal Yolculuk
Bağcılar Belediyesi ile İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile birlikte düzenlenen “İstanbul’dan Haremeyne Kutsal Yolculuk” Sergisi Türk İslam Eserleri Müzesinde açıldı.
Sergi hakkında : Tarih boyunca Hac yollarının güvenliğini temin etmek ve Haccın mekânlarına hizmet etmek sultanlar için en büyük şeref kabul edildi. Bu onuru görünür kılan en önemli uygulama ise her yıl hac döneminden önce Mekke ve Medine halkına gönderilen hediyelerdir. Para, altın, Kabe örtüsü ve değerli eşyalardan oluşan bu hediyeler “Surre” olarak isimlendirilmiştir. Geçmişi Abbasîlere kadar uzanan Surre’nin asıl gelişimi Osmanlılar döneminde sağlanmıştır. Surre-i Hümayun Osmanlı Devleti’nin Haremeyn’e/Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’ye hizmet anlayışının süreklilik arzeden en etkili örneğidir. Onlar için esas olan “Hâkimü’l-Haremeyn”lik değil, “Hâdimü’l-Haremeyn”liktir.
Surre-i Hümayun Topkapı Sarayı’nda, padişahın katıldığı törenle uğurlanırdı. Topkapı Sarayı’ndan uğurlanan Surre Alayı, Sirkeci İskelesi’nden Üsküdar’a geçerdi. Padişahların Dolmabahçe veya Yıldız saraylarında ikâmet ettiği yıllarda ise Kabataş veya Beşiktaş İskelesi’nden Üsküdar’a geçti. Surre Alayı, her yıl düzenlenen gidiş ve dönüşünde İstanbul ve Üsküdar halkının şahit olduğu en önemli, çok itibar edilen, coşkulu ve duygulu kalabalıkların katıldığı görkemli bir dinî merasimdi.
Hacca gidemeyenlerin de hediyelerini Haremeyn’e taşıyan Sürre Alayı uğradığı her yeri şenlendirir, Mekke ile Medine’de ise dünyanın dört bir yanından gelen Müslümanları bu coşkuya ortak ederdi.
Surre alayı sadece Haremeyn’e gönderilen hediyelerden ve görevlilerinden teşekkül etmiyordu. Hac için İstanbul ve çevre bölgelerden gelenler kervanda yer alıyordu. Alay’ın uğurlanışında yaşanan coşkunun en canlı olduğu mekânların başında Üsküdar geliyordu. Asıl yolculuk Haremeyn’e bitişik kara parçası olduğu için Harem olarak da isimlendirilen ve kutsal beldelerle aralarında kurulan mânevî bağdan dolayı “Kâbe Toprağı” adı verilen Üsküdar’dan başlıyordu.
Medeniyetimizin Kalem Güzelleri
Yıldız Holding'in geleneksel Ramazan etkinlikleri kapmasında küratörlüğünü İbrahim Ethem Güngör’ün üstlendiği “Medeniyetimizin Kalem Güzelleri” sergisi Yıldız Holding Çamlıca Sergi Salonunda açıldı.
Hüsn-i hat, tezhip ve yazılı ebru sanatlarımızın nadide örnekleriyle, sanatseverlere adeta görsel bir şölen yaşatmakta olan sergide, Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine, Hattat Hasan Üsküdârî’den Hattat Hamit Aytaç’a kadar Türk hat sanatının dört asra yayılan 367 yıllık yazı yolculuğunu görmek mümkün.
Hat eserleri sergisi
Albayrak Grubu'nun 10 yıldır sürdürdüğü "Hat Eserleri Sergisi" bu yıl "Besmele-i Şerif" temasında hazırlandı. İstanbul'da yoğun ilgi gören sergi, bu kez de Bursa'da Muradiye El Yazmaları Müzesi'nde sanatseverlerle buluştu.
Serginin açılışında açıklamada bulunan Albayrak Medya Satış Pazarlama Genel Müdürü Abdullah Hanönü, hat sanatının Kur'an-ı Kerim'i en güzel şekilde yazma arayışlarının sonucu olarak ortaya çıktığını belirterek, "Kur'an merkezli toplum inşa etmek dinimizin bir hedefidir. Vahiy insanlığa rehber olduğu gibi, hat sanatı da bu rehberlikten büyük bir pay almıştır." dedi. 13 usta hattatın çalışmalarının yer alacağı serginin kapıları 8 Nisan'a kadar sanatseverlere açık olacak.
Ustalara vefa programları devam ediyor
Telif Hakları Derneği Başkanı Cafer Vayni yönetiminde Türk Edebiyat Vakfında gerçekleştirilen 'Ustalara Vefa' programının ikinci konuğu gazeteci yazar Mehmet Cemal Çiftçigüzeli idi.
Konuşmacılar ve salondaki dostları Çiftçigüzeli'ni hem anılarıyla hem de birçok yönüyle anlattılar. Programın sonunda kürsüye alkışlarla kürsüye gelen Mehmet Cemal Çiftçigüzeli tüm konuşmacılara ve salonda bulunan dost ve sevenlerine teşekkür etti.
Yorumlar
09 Aralık 2024
11 Kasım 2024
23 Eylül 2024
27 Ağustos 2024
30 Temmuz 2024