Son Dakika Haberler

Ahmet Dur

Ahmet Dur

​AHLÂK VE AHLÂKÇI

29 Eylül 2020
Siyer Vakfı, Siyer TV Youtube kanalından gerçekleştirdiği tanıtım programıyla, en çok eksikliğini yaşadığımız değerlerden biri olan ahlâkı yeniden gündemlere taşıma adına Hicri 1442 yılını ‘Ahlâk Yılı’ olarak ilân etti.  Siyer Vakfı’nın, İslâmi İlimler sahasında daha köklü adımların atılmasına vesile olması maksadı ile başlattığı Samed Medresesi programı, Hicrî 1442 yılının Ahlâk Yılı ilân edilmesi ile Ahlâk Medresesi olarak düzenlendi. 
 
İnsanlık Bir Ahlâk Krizi Yaşıyor 
 Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan ve düzenlenecek program ve etkinliklerin tanıtımından sonra söz "İnsaniyetin İşareti Ahlâk" konulu konferanslarını gerçekleştirmek üzere Siyer Vakfı Kurucusu Muhammet Emin Yıldırım’a verildi.Bazı kavramların çok konuşulmasının sebeplerinden birinin de o kavramın önemi bir yana, eksikliğinden de kaynaklandığını belirten Yıldırım, ahlâk kavramının da böyle olduğunu söyledi ve şunları aktardı: "Eğer ahlâk istenen oranda hayatlarımızda olsaydı bugün böyle bir konuyu gündem etmezdik. Bugün insanlık olarak ciddi bir ahlâk krizi yaşıyoruz ve bu krizi doğusundan batısına tüm bir insanlık olarak yaşıyoruz. İnsanlık, insaniyetin işareti olan ahlâkı kaybetmesiyle insanlığını da kaybetti." Yaşadığımız bu çağın modern cahiliye çağı olduğunu belirten Yıldırım, cahiliye çağı ile günümüzün çok ortak noktası olduğuna dikkat çekti.Hz. Peygamber'in (S.A.V.), "Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim" sözlerine dikkat çeken Yıldırım, risaletin gayesinin ahlâkı tamamlamak, en mühim hedefinin de ahlâklı bir toplum oluşturmak olduğunu önemle belirtti. “Güzel ahlâkın kaynağının din değil, fıtrat ve vicdan” olduğunu belirten Yıldırım, şunları söyledi, “Güzel ahlâk, Peygamberimiz ile başlayan bir şey değil, O’nunla tamamlanan bir şeydir. Güzel ahlâk, ancak ve ancak din ile gerçek manada tamamlanabilecek bir kavramdır.”

Ahlâkı tamamlamak için gönderilen Peygamber Efendimiz'in (S.A.V.) ahlâkı tam olarak anlayıp, kavrayıp, yaşayıp, anlatıp, muhataplarının da anlamasını sağlayarak bu görevini ifa ettiğini söyleyen Yıldırım, ona ümmet olan biz müminlerin de bu sorumlulukları taşıdığına dikkat çekti. 
Ahlâk kavramını asıl anlamından uzaklaştırdığımızı belirten Yıldırım, bu kavrama Rabbimizin (C.C.) istediği, Peygamberimizn gösterdiği anlamıyla bakamazsak ahlâklı değil ahlâkçı olacağımızı söyledi ve ikisi arasındaki farkları nazarlara verdi. 
Ahlâklı, yaşamaya çalışır; Ahlâkçı, yaşamadan yaşatmaya insanları zorlar.
Ahlâklı, anlamaya gayret eder; Ahlâkçı, anlamadan yargılar.
Ahlâklı, değer yargılarına göre davranır; Ahlâkçı, şartlara göre konum alır.
Ahlâklı, kendisine savcı, başkasına avukat gibidir; Ahlâkçı, kendisine avukat, başkasına savcı gibidir.
Ahlâklı, yaşadığı için temsil eder; Ahlâkçı, yaşamadığı için insanları nefret ettirir. 
 
 YEDİKULE HİSARI DÜNYA SAHNESİNE YENİDEN ÇIKIYOR
Geçtiğimiz günlerde Fatih Belediyesi Başkanı M. Ergün Turan, müjde niteliğinde bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Yedikule Hisarı’nın restorasyon çalışmaları hakkında detaylı bilgiler verildi. Toplantıda restorasyonu gerçekleştiren hocalar da vardı. Tüm sorulara içtenlikle cevapla verildi. Toplantının ardından Hisar gezilerek teknik ve noktasal bilgiler de verildi.Bâbıâli Gazeteciler, Yazarlar ve Yayıncılar Derneği Başkanı Gazeteci Zakir Barutçu, Başkan Yardımcısı bendeniz Gazeteci Ahmet Dur, Genel Sekreter Gazeteci Atilla Kızıltan olmak üzere orada hazır bulunduk. Çalışmaları bizzat yerinde gördük. Titiz bir çalışma yapılıyor. Alanında uzman kişilerden bilim kurulu oluşturulmuş.

YEDİKULE HİSARI DÜNYANIN EN GÖZDE KÜLTÜR SANAT MERKEZİ OLACAK
Dünyanın en değerli açık hava müzelerinden biri olan ve asırlar boyu tarihe tanıklık eden Yedikule Hisarı, Fatih Belediyesi tarafından restore ediliyor. Restorasyon sürecinde Yedikule Hisarı aşamalı olarak halkın ziyaretine açılacak. Müzik dinletileri, ulusal ve uluslararası sergiler ile kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacak.Uluslararası düzeyde bir sanat galerisi ile I.Theodosius’tan Fatih Sultan Mehmet’e, Genç Osman’dan Macar elçisine kadar Yedikule’de izi olan önemli şahsiyetlerin hikâyelerinin anlatılacağı bir müze de yer alacak. Böylece Yedikule Hisarı, dünyanın en gözde kültür ve sanat merkezlerinden biri haline gelecek. Restorasyon ile tarihi yapı aslına uygun olarak yeniden eski günlerine dönerken, bölge ve ülke için ekonomik anlamda önemli bir değer oluşturacak.
 
Yedikule Hisarı’nın restorasyon projesinin tanıtımında konuşan Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, Fatih’in, İstanbul’un ve Türkiye’nin turizm potansiyelinin büyük bir kısmını üstlendiğini, ilçenin Türkiye’nin vitrini olarak nitelendirilen camilerin, tarihi eserlerin, müzelerin, sarayların, mimari yapıların ve doğal güzelliklerin başkenti olduğunu söyledi. Yedikule Hisarı’nın da bu potansiyeli daha üst seviyelere taşıyacak bir tarihe sahip olduğunu ifade eden Başkan Turan, şöyle devam etti:
“Yedikule Hisarı sahip olduğu mana itibariyle özellikle tarihçilerin, tarihe ilgi duyanların ve tarih severlerin dikkatini çeken bir yapı. İstanbul’un fethinden sonra kültürel anlamda Osmanlı ve Bizans’ın buluştuğu noktalardan biri. Yedikule Hisarı restorasyonu uzun yıllar devam edecek ancak hisarın bir kısmı restorasyon devam ederken müze olarak tematik grupların ziyaretine açılacak. Dünyada benzer örnekleri olan dinamik bir restorasyon gerçekleştiriliyor. Bizans ve Osmanlı dönemlerinin izleriyle çok katmanlı bir tarihi, kültürel ve mimari birikimi bünyesinde bulunduran, dünya üzerindeki nadir yapılardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Bu da ilçemizin, ilimizin ve ülkemizin mevcut turizm potansiyelini restorasyon sonrası yapılacak etkinlikler, sergiler, müze çalışmaları gibi faaliyetlerle daha üst seviyelere çekecektir.”
 
ORTAK KÜLTÜR MİRASI
 Yapımına 5’inci yüzyılda başlanan ve Doğu Roma İmparatorluğu Dönemi’nde şehri çevrelemesi için yapılan Yedikule Hisarı’na ismini veren yedi kuleden üçü Bizans Dönemi’nde dördü ise Osmanlı Dönemi’nde yaptırıldı. Yedikule Hisarı, Bizans Dönemi’nden bu yana tarih boyunca farklı amaçlar için kullanıldı. Bizans Dönemi kara surları ve en önemli kapılarından Altın Kapı ile Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen kule ve surlardan oluşan yapı kentin çok katlı, çok kültürlü ortak kültür mirasının en görkemli anıtlarından biri. Yedikule Hisarı, çoğunlukla zindan olarak anılsa da aslında yapılış amacı şehre gelen yabancı kralları ve yabancı ülkelerden gelen mevki sahibi kişileri görkemli bir giriş kapısıyla karşılamaktı. M.S. 413-439 yılları arasında, Kral II. Teodosios Dönemi’nde yapımı tamamlanan yapının bugünkü halini alması ise İstanbul Fethi’nden sonraya dayanıyor. İstanbul Fethi'nden önce bir süre hapishane olarak da kullanılan yapı, Osmanlı Dönemi'nde hapishane, darphane, sanat evi, hayvanat bahçesi olarak kullanıldı ve hatta uzun bir süre Osmanlı hazinesi burada muhafaza edildi. Hisarların içerisinde bir de mahalle vardı ve İstanbul Fethi’nden sonra inşa edilen ilk cami bu hisarların içerisinde yer alan Yedikule Hisarı Fatih Camii’dir. 

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”