Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Mehmed Âkif Araştırmaları Merkezi, 2021’in ‘İstiklâl Marşı Yılı’ olarak kutlanması için resmî kurumlara, sivil toplum kuruluşlarına çağrı yaptı.
Yapılan çağrıda şöyle denildi:
“12 Mart 2021 İstiklâl Marşı’nın TBMM tarafından millî marşımız olarak kabulünün 100’üncü yıldönümü. Bayrak gibi millî aidiyet sembollerimizden olan İstiklâl Marşı’nın, 1921 yılında Mehmed Âkif tarafından yazılması, Büyük Millet Meclisi’nce kabulü ve millî mutabakat metni olarak halkımızca benimsenmesi her bakımdan önemli tarihî bir hadisedir. Bu önemli yıldönümünün şanına yakışır şekilde hatırlanması, ses bayrağımız olarak ufuklarımızda dalgalanan İstiklâl Marşı’nın, hem tarihleşme sürecini hem metin olarak değerini, bu yıldönümü dolayısıyla güçlü şekilde genç nesillere anlatılmasına vesile olacaktır.
Bayrağımız, yüzlerce yıl içinde bizi temsil eden güçlü bir sembol olarak ortaya çıktı. İstiklâl Marşı’mız ise bayrağımızın tarihî muhtevasını ifade eden edebî bir metin olarak zihinlerimize yerleşti.
Milletler tarihî hadiselerle birlikte, tarihten çıkan güçlü sözlerle, kalıcı metinlerle de kendilerini ifade ederler. Büyük zaferlerimizin yıldönümlerini kutladığımız gibi, büyük metinlerin ortaya çıkışını da zihinlerimizde yer edecek şekilde hatırlamalıyız.
İstiklâl Marşı, milletimizin millî mutabakat metnidir. 1921’de yazıldı, Cumhuriyet iki yıl sonra ilân edildi. Bayrağımız gibi, dilimiz gibi, İstiklâl Marşı’mız da bize yüzlerce yıllık köklerimizi ve süreklileşen varlığımızı hatırlatıyor. Yüz yıl içinde birçok şey değişti; kanunlar, hatta anayasa metinleri farklılaştı. Bu doğru veya yanlış değişikliklere rağmen İstiklâl Marşı, değişmeyen muhtevasıyla milletimize hayat verdi. Milletimiz kanunlarda, anayasalarda kendini bulamadığında İstiklâl Marşı’ndan buldu.
100’üncü yıl güzel bir hatırlama ve hatırlatma vesilesidir. Bu vesile ile bir zihin tazelemesi yaparak millet olarak yeryüzündeki varlığımızın manasını ve değerini kavrama yönünde geniş katılımlı anma faaliyetleri düzenlenmesi için resmî kurumlara, sendikalara, gönüllü kuruluşlara açık çağrıda bulunuyoruz.
İstiklâl Marşı’nı, onun büyük şairini, Millî Mücadele’nin gerçek muhtevasını hatırlamak, hatırlatmak yönünde toplantılar, bilgi şölenleri, sergiler, konserler, yarışmalar gibi etkinlikler yaparak güçlü bir zihin tazelemesi gerçekleştirmeliyiz. Bizi yüz yıl sonra tekrar korku tüneline sokmak isteyenlere İstiklâl Marşı’nın mısraları ile cevap vermeliyiz. İstiklâl Marşı’nda ifadesini bulan esaslar üzerindeki mutabakatımızı güçlendirmeliyiz.
Hangi çılgın bize zincir vurabilir? Tek dişi kalmış canavardan korkmuyoruz!
Milletimizin yıldızı parlamaya devam edecektir!
En gür sesimizle haykırıyoruz:
‘Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâl!’
Çağrıya ve kampanyaya Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nden de büyük destek geldi.
TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, Türkiye Yazarlar Birliği ve Vakfı tarafından başlatılan "2021 İstiklâl Marşı Yılı" olsun çağrısına ülkesine sevdalı herkesin kulak vermesini temenni ettiklerini ifade etti.
Yaşlılar arşivimizdir korumalıyız
Aylardır süren salgın acizliğimizi, hiçliğimizi hatırlattı anlayana. Bir virüs çaresiz bıraktı bütün dünyayı. Ölmeden kıyametin provasını yaşıyoruz adeta. Herkes birbirinden kaçıyor.
Bu salgın maalesef yaşlılarımızı çok etkiledi. Hedefte onların olduğu belli oldu artık. Kafalarındaki yenidünya düzeni için, bir arşiv niteliği durumunda olan yaşlılar avlanıyor adeta. Şu ana kadar olanlar bunu gösteriyor.
Devletimiz bu durumu net gördü ve yaşlılarımızı korumak için elinden geleni yapıyor. Adeta yalvarıyor evinizde kalın diye. Yasak onun için geliyor. Yaşlılarımız bunun bilincinde olmalı. Evde sıkıldıklarını biliyoruz. Sabretmek gerek. Bu durum geçici.
Yaşlılarımız bir milletin geçmişidir. Tarihidir. Tecrübesidir. Kültür, sanat, örf, adet taşıyıcılarıdır. Türküdür. Manidir. Hikâyedir. Hatıradır. Emanettir. Ninnidir. Destandır. Masaldır. Haberdir. Köprüdür. Şefkâttir. Merhamettir.
Mehmet Ali Bulut büyüğümün dediği gibi ‘Onlar bizim el dokuması nadide halılarımızdır.’
Değerleri hiç eksilmediği gibi giderek artar.
Bizim gözümüzde yaşlılık, bedenin yorulduğu ancak ruhun tecrübeyle yoğrulduğu bir bilgelik dönemidir. Onlar, milli ve manevi değerlerimizi, kültürümüzü yarınlara taşıyan, geçmişimizle geleceğimizi birbirine bağlayan en değerli köprülerimizdir. Onlar, yuvalarımızın dayanağı, bereket kaynağıdır. Ağarmış saçları, bükülmüş belleri toplumumuz için birer rahmet ve mağfiret vesilesidir. Geçtiğimiz Nisan ayındaki yazımda da belirttiğim gibi;
‘Onların yok olması demek hafızanın, arşivin yok olması demektir.
Onlar olmasa çok şey gider hayatımızdan.
Onlar olmasa türküler olmaz, saz olmaz, söz olmaz.
Masal olmaz, destan olmaz, mani olmaz, ninniler olmaz.
Adet, örf, anane biter.
Onlar giderse tespih çeken eller gider.
Dualı diller gider.
Samimi gülüşler gider.
Onlarla birlikte nakışlı bastonlar gider.
Onlarla birlikte; Ege’de yelek, Doğu’da kasket, şalvar, Karadeniz’de peştamal, Orta Anadolu’da takke, yazma biter.
Cami önlerinde çay sohbet, banklarda dertleşme biter.
Onlar giderse öğütler, nasihatler de yok olur gider.
Onlar da giderse bayramlarda bekleyen kalmaz seni.’
Bir de yaşlılarımıza bu açıdan bakın ve onlara dört elle sarılın.
Necip Fazıl Ödülleri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen ‘Necip Fazıl Ödülleri’ kültür sanat camiasında heyecanla beklenen bir etkinlik.
Acaba bu yıl kimler ödül alacak?
Merakı sarıyor insanları. Bir çok kişi kendi isminin açıklanmasını umut etmeye başladı. Çünkü ödülü Cumhurbaşkanının elinden almak herkese nasip olmaz
Bu yıl yedinci kez ödüller verilecek. Ödül alacak isimler belli oldu.
M. Fatih Andı, Turan Karataş, Hicabi Kırlangıç, Necip Tosun ve Ahmet Murat Özel’den oluşan Necip Fazıl Ödülleri juri heyeti bu yıl ödüle layık bulunan isimleri açıkladılar.
Buna göre Necip Fazıl Şiir Ödülü, İhsan Deniz’e,
Roman-Hikaye Ödülü, Sevinç Çokum’a,
Fikir-Araştırma Ödülü, Prof. Ekrem Demirli’ye,
İlk Eserler Ödülü, Zeynep Arkan (şiir) ve Mahmut Coşkun’a (roman),
Uluslar arası Kültür Sanat Ödülü, Faslı alim Taha Abdurrahman’a,
Saygı Ödülü ise şiirimizin yaşayan en önemli isimlerinden Cahit Koytak’a layık görüldü.
Ödüle layık görülen isimleri canı gönülden tebrik ediyorum.
Son İbiş Gökhan Daldık vefat etti
Bel fıtığı ameliyatının ardından rahatsızlanan ve evde tedavisi devam eden genç tiyatro oyuncusu Gökhan Daldık, yeni tip koronavirüse bağlı kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti.
Ortaoyununun genç nesildeki en iyi oyuncuları arasında sayılan Gökhan Daldık, sahnelerde ‘İbiş’ karakterini canlandırıyordu. Allah rahmet eylesin.