Son Dakika Haberler
Fethullah Gülen malum geçtiğimiz Pazar günü öldü. Terör örgütünün başına layık olduğu gibi cenaze töreni düzenlendi. İncil okundu, tekbir getirilmedi, helallik istenmedi. Törene gelenlerin yüzsüzlükleri taktıkları şapka, gözlük ve maskelerle bir kez daha belli oldu. Sonuçta karargah olarak kullandıkları Pelsinvanya’da ki çiftliğin bahçesine gömüldü. Fetö ABD’nin uzun yıllar emek verdiği, para aktardığı büyüttüğü bir projeydi. Sadece Türkiye’de değil bir çok ülkede buna benzer yapıların örneklerini görüyoruz. En büyüğüne Fetö sahipti. Öyle ki para gücünün yanında yetişmiş insan kaynağı, yurtdışı bağlantıları, devlet içinde özellikle yargıda ki üyeleri ile kendisine büyük bir alan oluşturmuştu. Kurduğu devasa medya ağıyla bunlara destek çıkıyordu. Aslına bakarsanız Fetö ile mücadele 2013 yılında Tayyip Erdoğan’ın dershaneleri kapatma kararı almasıyla başladı. Bunun Fetö’ye karşı bir savaş ilanı olduğunu hepimiz biliyoruz. İşin özeti bu yapıyı çökertmek için ağır bedeller ödedik. Peki Fetö tam manasıyla bitti mi? Elbette hayır. Şayet bu yapıya fırsat verilmesi halinde mutlaka yine kendisine bir alan açacaktır. Diğer yandan buna benzer yapılar olduğunu da biliyoruz. Kurdukları sistemle, ticaret ağıyla bazı grupların Fetö benzeri örgütlendikleri kamuoyu konuşuyor. Bu yapılar mutlaka dağıtılmalı. Adlarına şucu bucu dediklerine bakmayın. Kendilerine imkan sağlayan, önünü açan, destek olana her ülkeyle çalışacak pozisyondalar. Ülkemizde Fetö tipi bir oluşumlara izin verilmemeli. Siyaseten kimse korkmamalı. Bunlar kendilerini dev aynasında gösterenlerdir. Bunların ne seçmen tabanı var, ne seçimi etkileyecek güçleri. O bakımdan siyasilerde kendilerine oy devşirme adına bu gruplara yakın durma çabasında olmamalıdır. Eyvallah…
Yorumlar