​Hem masada hem saha olacağız

Suriye’nin başında akılsız biri de olunca olanlar oldu. Yıllarca zulüm görmüş Suriyeliler Arap baharıyla ayağa kalktı. Türkiye, Arap Baharı adı verilen isyanlara karşı Suriye’yi uyarmış demokratik adımlar atması hususunda Esed’e defalarca çağrıda yapmıştı. Ama olmadı. Sonuçta yüzbinlerce insan öldü, milyonlarca insan evlerinden göç etmek zorunda kaldı.  Bir taraftan ABD’nin kurduğu DEAŞ, bir taraftan yine ABD ve Rusya’nın desteklediği PKK/ PYD gibi terör örgütleri tarihte görülmemiş canilik ve katliamlar gerçekleştirdi. Sonuç olarak gerçekten Suriye halkı olan ve bu düzene dur demek isteyen muhalifler yeniden çatışmaya girdi. Kafalar karışık. Suriye’de ki muhaliflerin yeniden toparlanıp güçlü bir şekilde Halep’e girmesini kimse beklemiyordu. Yapılan yorumlara bakıyorum hala bu gücün arkasında kimin olduğu belli değil. Bir taraftan ABD ve İsrail’in bir operasyonu derken bir taraftan Türkiye’nin güvenliği için atmış olduğu bir adım olarak görüyor. Açıkçası yakın zamanda Suriye’nin üçe bölüneceği kaçınılmaz. Bir taraftan Esed rejimi, bir tarafta muhalif grupların bölgesi bir de PYD/PKK terör örgütünün elinde bulunduğu alan. Suriye’de yakın zamanda bir barış ve sükûnet görünmüyor. Burada öngörüsü ve gücü olan taraflar hem masada hem saha da kendini gösterecektir. Türkiye yeni göç dalgasının olmayacağı kanaatinde. Peki bu durum geri dönüş sağlar mı? Şayet muhalif gruplar Halep’te kalıcı bir güç olursa bu sağlanabilir. Diğer taraftan ABD bu işin neresinde? Yıllarca PYD/PKK terör örgütünü boşuna beslemedi. Mutlaka o bölgede terör örgütünün varlığının sağlaması için elinden geleni yapacaktır. Türkiye olarak bizim yeni alanlar açmasına izin vermeyeceğimizde kesin. Önümüzde ki süreçte yeni haritalar çizilecek. Tarihte yaptığımız hatalara yenden düşecek bir Türkiye yok artık. Hem masada hem sahada olacağımız kesin. Eyvallah…