Ülkemiz üzerindeki iç ve dış düşmanların hain planları uzunca bir dönemdir mevcutken, iki asırdır çok yoğun olarak uygulanmaktadır. Bu düşmanlıkların sonucu altı asır dünyayı adaletle yönetmiş olan koskoca Osmanlı İmparatorluğu bir asır önce yıkılmıştır. Günümüzde de güçlü Türkiye’nin güçlü Başkanına karşı da açıkça düşmanlık yapılmaktadır.
Hangi siyasi görüşten olursak olalım, Türkiye’mizin her türlü maddi ve manevi menfaatlerinde ortak paydada buluşmalıyız. Çünkü hepimiz aynı geminin içinde bulunuyoruz. Kurtulursak da batarsak da beraberiz. Siyasiler ülkemizin kalkınması için projelerini ortaya koyacaklar kendilerine sandıkta destek verilenler iktidar olacaklardır. Hizmet edenler takdir edilirken, hainlik edenlere de pirim verilmemesi gerekir diye düşünüyorum.
Emperyalist ABD, ülkemiz üzerinde çok kirli oyunlar oynamış, darbelerin hep besleyicisi, yönlendiricisi olmuştur. Müttefik görünümlü, açık, net düşmanımızdır. Gelinen noktada, ABD Başkanı Jeo Biden’ın darbelerle değiştiremedikleri iktidarımızı, muhalefete destek vererek değiştireceğiz demesi çok manidardır. Son günlerde hem ekonomik, hem siyasi, hem de mafya mensupları kullanılarak Devletimizin, yöneticilerimizin terör ile çok iyi mücadele edenlerin isimleri iftiralarla hiçbir belge ve bilgi bulunmadan irtibat varmış gibi sunularak istifa etmeleri istenmektedir. Maalesef muhalefet mensuplarının çoğunluğu, karşı çıkmasını beklediğimiz milli konularda hep emperyalistlere, Siyonistlere açıkça destek verir konuma gelmeleri, bu konularda açıklama yapmaları çok üzücü ve düşündürücüdür.
Muhalefet mensuplarının bazı ifadeleri hatırlayalım; Ülkemizi korumak için S400 alacağımızda,bize kim saldıracak, PYD mi? Saldıracak, Libya da ne işimiz var? Şehir hastanelerine ne gerek var? Azerbaycanlı kardeşlerimize destek olurken Ermenilere karşı Türkiye, cihatçılar göndermiştir? Nerede bir mazlum varsa hep elimizi uzatmış bulunuyoruz. Doğu Türkistanlı kardeşlerimize de Filistinli, Gazzeli kardeşlerimize de en büyük desteği sağlamak için açıklama yapıyor, gerektikçe de maddi destekler veriyoruz. Gazzeli çocuk, kadın, ihtiyar demeden herkesi katleden,öldüren hain, zalim Binyamin Netanyahu’ya, Başkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN hiç utanılıp sıkılmadan benzetilebilmektedir. Bu muhalefet etmek değil, dış düşmanlarımızla ittifak etmenin açık ifadeleri ve delilleridir.
Türkiye’miz, yedi düvelle çok çetin bir mücadele yürütmektedir. Son yıllarda savunma sanayi alanında ülkemiz güzel insanlarının ürettiği iha, siha, tank, helikopter, füze, savaş gemisi ve benzeri başarıları bilinen gerçeklerdir. Türkiye’mizi durdurmak için hem içeriden hem de dışarıdan saldırılar artırılarak devam ettirilmektedir. Türkiye içindeki PKK terör örgütü mensupları, yapılan mücadele sonucu yerle bir edilerek operasyon yapamayacak hale getirilmiştir. Ayrıca ABD’nin Suriye ve Irakta Türkiye’yi kuşatma amaçlı PYD, DEAŞ ve benzeri terör örgütlerine verdikleri silahlar kullanıcıları ile birlikte yapılan operasyonlarda işlevsiz kılınmıştır. İşgalci Ermenilere karşı Azerbaycanlı kardeşlerimize destek verilmiş, Ermenilere büyük darbeler vurularak, işgal ettiği topraklar geri alınmıştır. Libya da, Mavi vatanda, Fransa, Yunanistan, perde arkasında ABD ve destekledikleri terör örgütleriyle yoğun mücadele olumlu sonuç vermiştir. Hem ak denizde hem de kara denizde kendimize ait olan gemilerle sondajlar yaptık ve doğal gaz, petrol konularında müjdeli haberleri de almaya başladık. Devamı gelecektir İnşAllah.
Son günlerde Türkiye’mizde yeni bir gezi tezgahlanmak istenmektedir. 15 Temmuz hain işgal girişimini bertaraf eden ülkemiz, Suriye’de, Irakta, Libya da ve son olarak da Azerbaycanlı kardeşlerimize verdiği güçlü destek sonrası haklarımızı korumaya kararlı olduğumuz gösterilmiştir. Kıbrıs’ta, Mavi vatanda, Karadeniz de velhasıl nerede hakkımız varsa, tam bağımsız Prangalarından kurtulmuş Devletimiz, Milleti ile bütünleşmiş, yaptığı çalışmaları ile yer altı ve üstü zenginliklerini koruyup milletimiz için kullanacağını açıkça vurgulamıştır. Bu başarıları hazmedemeyen alçaklar, Ülkemize diz çöktürmek istemektedirler. Birlik ve beraberliğimizi korumak zorundayız. Düşmanların oyunlarına gelmemeli, Ülkemizin menfaatlerinde ortak paydada buluşabilmeliyiz. Başka Türkiye yok.Uyanık olup provokatörlerin yapmak istedikleri oyunlarını bozmalıyız. Bu senaryoları çok iyi biliyoruz.
Birlik ve beraberlik ruhunu kaybeden, tefrikaya düşen toplumlar, her şeylerini kaybetmek zorunda kalırlar. Fertleri birbirine düşmüş milletler, yok olup gitmeye mahkûmdurlar. Tarih bunun en büyük şahididir. Onun içindir ki dinimiz, birlik, beraberlik, kardeşlik hukukunun önemini belirtmiş, fitne ve tefrikanın da son derecede tehlikeli olduğunu da açıkça belirtmiştir. Suriyeli sağcı ve solcular ülkelerinde anlaşamazken gittikleri ülkelerin çöplüklerinden çöp toplarken bir araya gelip üzüntülerini paylaşmaktadırlar. Biz bunlardan ibret almak zorundayız.
Değerli kardeşlerim dünyadaki güçlü görünen devletlerin insanlarına yeterince hizmet edemedikleri bir dönemde; Devletimizin başı Sayın Cumhurbaşkanımızın yönetiminde bugüne kadar çok başarılı olarak hizmetlerin yapılması sağlandığı gibi Covid 19 ile mücadelede de adeta devrim yaşanmıştır. Filyasyon ekipleri hastaları ve temaslıları takip ederek yoğun bir çalışma yapmışlar, halende devam etmektedirler. İnşAllah en kısa sürede bu hastalıktan kurtuluruz.
Değerli okuyucularım, elbette pandemiden dolayı bazı kardeşlerimizin işleri aksamış, ekonomik kayıpları olmuştur. Devletimiz imkanlar ölçüsünde bütün kurum ve kuruluşları ile bu yaraları sarmaya çalışmıştır. Yinede yeterli olmayan, sıkıntı çeken kardeşlerimiz vardır. Ancak anlattığım yedi düvel ile mücadele, savaşımız sürerken, pandemi ile mücadele yürütülürken hiçbir noksanlık olmasın konforumuzdan taviz vermeyelim diyemeyiz. Herkes işine gidip gelebiliyor, maaşını alabiliyor, hastanelerden ücretsiz faydalanıp ilaçlarını alıp kullanabiliyor.Hiç kimse aç ve açıkta değil. Biraz daha sabır, son düzlük görünmektedir. İnanıyorum ki 2023 ve sonrası kendi petrol ve doğal gazımızdan elde ettiğimiz imkanlar, esnafımıza, emeklimize, memurumuza, işçimize, çiftçimize, sanayicimize, kısacası Milletimize verilecektir.
Manevi anlamda katsayı eşitsizliği, baş örtüsü yasağı, hafızlığın önündeki engeller nasıl giderilmiş ise maddi konulardaki sıkıntılarda kesin çözüme kavuşturulacaktır inşAllah. Bağımsız ve güçlü Türkiye’ye ayar çekmeye çalışanların itirazlarına rağmen Ayasofya Cami olarak ibadete açılmış, yıllardır engellenen Taksim camii açılmıştır. Bu hamleler büyük ve güçlü Türkiye’nin ayak sesleridir. İnanıyorum ki yakın gelecekte Mescid-i Aksa da gerçek hürriyetine kavuşturulacaktır. İsrail’e tepki koyan, dünyayı ayağa kaldırmak için hakkı haykıran Türkiye, bu konuda da başarıya mutlaka ulaşacaktır.
Kısaca anlatmaya çalıştığım bu hakikatler sebebiyle Güzel ülke Türkiye’mizi çok seviyor ve Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ’ı gönülden destekleyip övüyorum.
Türkiye’mizin maddi, manevi menfaatlerini korumak için milli, yerli duruş sergileyenlere, destekleyenlere gönülden en kalb-i selamlarımı sunar, sıhhat ve afiyetler dilerim.
omerlutfiersoz@gmail.com
