​Toplumsal yara!

İşte, evde, kahvede, misafirlikte velhasıl gittiğimiz her ortamda aynı konu. Hayat pahalılığı ve maaşlarda ki dengesizlik milletin gündeminde ilk sırasında. Emekliler maaşlarında ki düşüklükten dem vuruyor, asgari ücretliler maaşların düşüklüğünden. Hal böyle olunca toplumun büyük bölümünü oluşturan bu kesimin derdini dinliyoruz. Haklılar hem de çok haklılar. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ülke de sitem etmeleri de, kızmaları da doğru. Önümüzde ki süreçte önce emeklilere yönelik bir çalışma olacak. Cumhuriyetimizin 100. Yılında bayram ikramiyesi olarak ta bir miktar emekli maaşlarına yansıtılacağı söyleniyor. Şayet fiyatlar sabit kalırsa enflasyonla mücadelede başarı gelecektir. Öngörülen 1 yıl sonrası daha rahat olacağımız şekilde. Bu süreçte en büyük giderimiz kiralar. Her ne kadar devlet %25 zam oranı şartı getirse de biliyoruz ki kimse uymuyor. En azından kiracılarda bir adım atıp bu süreçte ev sahipleriyle uzlaşmalı. Geçtiğimiz günlerde beni arayan bir kiracı röportaj yapmak istediğini, ev sahibinin devletin %25 kira zammının üzerinde zam yaptığını söyledi. Kirasının ne kadar olduğunu sordum. Bin 750 TL kira veriyormuş. 3+1 daire için. Ev sahibinin talep ettiği tutar 4 Bin. İyi de çıkınca bu fiyatta ev bulabilecek misin? Mümkün değil. Şimdi ev sahibinin fahiş bir talebi yok burada. Sen neden adım atmıyorsun? Sonuçta asgari ücrette alsan bu kirayı ödeyecek durumdasın. İyi niyetle biraz düzenleme isteyen ev sahiplerine de kiracılarında aynı şekilde yaklaşmaları gerekmez mi? İşte her yönden anlaşamadığımız bu durumda arabulucuların önünde ev sahibi - kiracı anlaşmazlıklarından dolayı sıra var. Bu toplumsal yarayı bir önce sarmak gerek. Onu da büyüklerimiz bilir. Eyvallah…