​Taşlar yerine oturuyor

Her seçim öncesi yaşadığımız sosyolojik durumu bir kez daha yaşadık – yaşıyoruz. Bazı isimlerin anlık parlamaları anlık oylara dönüşür sonrasında aynı hızla düşer. Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu’nun seçimi garanti görmesi, Muharrem İnce’nin %10’ları bulan oy oranları, Zafer Partisi’nin parlaması vs. Tüm bunlar seçim psikolojisi ile ilgilidir. Şuan bahsettiğimiz isimlerin hepsi normal potansiyellerine döndüler. Seçmeni çantada keklik gören bir zihniyetin seçim kazanma ihtimali çok zayıf. Bu işler 30 Milyar Dolar getireceğim demekle olmuyor. Seçmen soracak bu paranın nasıl ve nerden getireceğini. Bilbordlar Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim afişleriyle donatılmış. “Sözüm var 300 Milyar Dolar getireceğim”  Peki bu parayı sana kim, neden verecek? Borçsa o kolay şuan AK Parti iktidarı da borç alacak olsa sanırım zorlanmaz. Hibe olamaz kimse kara kaşa kara göze hibe vermez. Efendim güven verecekmiş! Bu ülke en büyük yatırım alan ülkeler arasında. Güven olduğu için yatırımcı gelmiyor mu? Yani Kılıçdaroğlu’nun bu gerçek dışı vaatlerini ciddiye almıyor. Gençler üzerinden yürüyor ancak gençliğimiz cahil değil. Akşama kadar ellerinde ki cihazlarla küresel dünyada geziyorlar. Onlarda çok iyi biliyorlar ki karşılıksız kimse kimseye tek kuruş vermez. Hele ki yükselen bir Türkiye’ye. Diğer taraftan İnce’nin söylemleri dikkat çekse de %10’lardan %3’lere kadar geriledi. Zafer Partisi’nin malum ırkçı söylemleri az da olsa taraftar bulmuştu ama gençler onunda boş olduğunu anladı. Taşlar yerine oturuyor. Evet enflasyon yüksek, alım gücü düşük ancak bununla baş edecek, çarkı döndürecek ve reel politikalar üretecek tek ittifakın Cumhur İttifakı olduğunu biliyor. Türkiye sadece ekonomik bir süreci değil, dış politikadan, savunma sanayine kadar bir çok alanda kazanımlar elde etti. Millet bu kazanımları bir kızgınlık durumuna çevirip heba etmeyecek kadar ferasetlidir. Eyvallah…