Son Dakika Haberler
Dünya, Türkiye’de yapılmakta olan G-20 zirvesini, Fransa’daki katliamı konuşuyor. Şüphesiz Konya’nın gündeminde de ağırlıklı olarak bu konu var. Ancak son iki haftadır başta siyasiler ve akademisyenler olmak üzere Konya’da başka bir konu daha yüksek sesle konuşuluyor. Selçuk Üniversitesinde yapılacak olan rektörlük seçimleri… Malum seçimlere çok az süre kaldı.
Konuşulmasına konuşulsun, bir diyeceğimiz yok. Demokrasilerde kimseye ‘konuşma’ denilemez. Suç işlemediği sürece, başkalarına hakaret etmediği sürece herkesin konuşma özgürlüğü var. Ancak Konyalılar olarak bazı konularda konuşurken daha dikkatli olmamız gerektiğine inanıyorum. Hani şu başbakanımızı işin içine katarak yaptığımız konuşmalara… Ona zarar vermememiz gerekir diye düşünüyorum. Hepimizin gözbebeğimiz gibi koruması gereken çok değerli bir insan o… Zaman zaman işin dozunu o kadar kaçıran konuşmalar oluyor ki, çıldırmamak elden değil.
1980 ihtilalinden buyanaki Türkiye siyasetini bilenlerden biriyim. 35 yıldan buyana çok başbakan geldi geçti… Hiçbirinin memleketini sayın Davutoğlu kadar sevdiğini görmedim. Hangi platformda olursa olsun, nerede konuşursa konuşsun mutlaka Konya’dan bahseder. Sadece bahsetmekle kalmaz, kendi memleketinin her sorunuyla ilgilenir ve çözmeye çalışır.
Her meselede olduğu gibi sayın başbakanımızın Selçuk Üniversitesinde yapılacak olan rektörlük seçimleriyle de yakından ilgileniyor. İlgilenmemesi düşünülemez zaten. Aynı zamanda bir akademisyen olması konuya daha duyarlı olmasını gerektiriyor. Bu özelliğinden dolayı konuyu birçoğumuzdan daha iyi bildiği de bir gerçek. Ve inşallah üniversiteyle ilgili en doğru karar verilir. Sonuçta Selçuk Üniversitesi sıradan bir üniversite değil. Yarım asra yaklaşan bir tarihe sahip. Ülkemizin belli başlı üniversitelerinden biri.
Sözüm o ki, başbakanı henüz seçimler yapılmamışken işin içine katmak doğru değil. Elbette başbakanımız hem bu konuya ilgili hem de Konya’nın âli meseleleriyle ilgili olarak zaman zaman ilgililerle görüşmeler yapıyor, konuşuyor. Herkesin fikrini alıyor. Bu onun en doğal hakkı. Bu görüşmelerden çeşitli sonuçlar çıkararak, süreçte başbakanı yıpratmanın kimseye faydası olmayacağı kanaatindeyim.
Gelelim adaylara … Rektörlük için bir çok aday var. Hepsi birbirinden değerli. Hepsi rektör adayı olmayı hak ediyor. Her birisinin bir diğerinden üstün özellikleri, güzellikleri var. Ancak çokça konuşulan iki isim var.. Prof. Dr. Tahir Yüksek ve Prof. Dr. Mustafa Şahin. Her ikisi de birer akademisyen olarak camiada sevilen hocalar. Her ikisi de rektör yardımcılığı yapıyor. Biri Necmettin Erbakan Üniversitesinde, diğeri Selçuk Üniversitesinde. İkisi de aslında Selçuk Üniversitesi kökenli. Tahir Yüksek üniversitenin bölünme aşamasında Necmettin Erbakan Üniversitesine geçti. Ancak bir başka üniversitede rektör adayı olmasında yasal olarak bir sakınca yok. Bugünden, o başka bir üniversiteden diye dışlamanın bir anlamı yok. Veya “Mustafa Şahin’de olmaz, şundan dolayı” demenin de… Sonuçta her ikisi de bu camia için çok büyük değer ifade ediyor.
Öncelikle seçim sürecinin demokratik olarak işlemesini beklemek lazım. Başbakanın da bu süreci dikkatlice takip etmekte olduğundan şüpheniz olmasın. Sonuçta ilk tercihi Selçuk Üniversitesinin akademisyenleri yapacak. Önce sıralama belli olacak. Ardından YÖK , nihayetinde ise Cumhurbaşkanı süreci. Her aşamanın hem YÖK, hem Başbakan, hem de Cumhurbaşkanı’na vereceği mesajlar olacak. Son noktayı Cumhurbaşkanı koyacak tabiî ki, ancak kendi memleketi olduğundan dolayı başbakanın rolü büyük olacak.
Başbakanın tercihinin kim olacağını soracak olursanız, ben derim ki; başbakan tüm süreci dikkatlice takip edecek, seçim sonuçlarını değerlendirecek, her kesimle istişaresini yapacak ve en doğru kararı verecek. Süreç bu iki ismin dışında başka bir ismi de ön plana çıkarabilir.
Ve son olarak derim ki; bizim için aslolan başbakandır. Bu konuda olduğu gibi her konuda onu yıpratmamak gerekir. Küçük hesaplara kurban etmemek gerekir. Hani son günlerde sıkça konuşulan bir slogan var ya, “yük olmamak, yük almak”… Başbakana bu konuda da yük olmamak en doğrusu… Sayın başbakanımızın konuyla ilgili dedikodulardan fevkalade üzüntü duyduğunu biliyorum.
Hem unutmayın işin sonunda mahcup olmak da var. Davutoğlu’nun aynı üniversitenin bir önceki seçimindeki tutumunu hatırlayın bir… Hem Yüksek Hoca, hem de Şahin Hoca Allah sağlık verdikçe bu memlekete daha çok hizmet edebilecek insanlar. Sayın başbakanımızı yıpratmamak gerektiği gibi, her iki hocamızı da harcamamak gerekir.
Yorumlar
Paralel yapı ile mücadele yapacak iradeyi taşıması şart.Statükodan uzak,cevval, teşkilatçı, bilimsel olmalı.Başka paralel yapılara boyun eğmemeli.
erdoğan kimi derse o olacak 1 oy yeterli
başhekim prof dr yaşar şen hocam yakışır çok kalite adam hastaneyi 4 senede dünya standartlarına getirdi bence yaşar hocanın hakkı
elbette mustafa şahin...
NURETTİN bey teşekkürler KONYA İÇİN hayırlısı ne ise o olsun ,,,