​Parasını verip seçemiyoruz!

Geçtiğimiz günlerde Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın Pazara gidiyor ve esnafın iyi malları öne, çürükleri arkaya koyulduğunu, esnafın müşteriye de çürük sebze ve meyveleri verdiğini tespit ediyor. Tabi belediye başkanı buna tepki göstererek “vatandaş neyi görüyorsa aynısını alacak” diyerek gerekli denetimlerin yapılması aksi halde cezaların kesilmesi talimatını veriyor. Pazar esnalarından biri de bu duruma tepki göstererek domatesleri çöpe döküyor. Hani milleti daha ucuz yesin diye böyle yapmış esnaf! Güya protesto etmiş. Protesto için domatesleri vatandaşa 1 TL‘den verseydi daha hayırlı olurdu değil mi? Tabi burada niyet kötü olunca. Konya’da da bu anlamda ciddi bir sorun var. Konya’da tezgaha dokunamazsınız. Yani ben seçeyim derseniz pazarcı tarafından darp edilebilirsiniz. Hijyen zaten beklediğimiz bir durum değil. Tezgahta satılan domateslerin daha kırmızı görünmesi için tezgah üstüne kırmızı çadırın çekilmesini bile ahlaki bulmuyorum. Tezgah üzerinde fiyat etiketi yok, bazıları da yarım kilosu yani ½ yazarak vatandaşı yanıltıyor. Fiyatı kocaman yazıp ½ ‘yi dikkatli bakarsanız görebileceğiniz şekilde yazıyorlar. Tüketici olarak hakkımızı nereden ve nasıl arayacağız bu durumda? Aldığımız ürünlerin nerdeyse %20’si yenecek durumda değil. Belediyelerimiz bu pazarlarda sadece düzeni sağlamak için var olmamalı. Tezgahta sahtekarlık yapanları anında cezalandırmalı. Bir çok şehre gittim poşeti alıyorsunuz, istediğiniz meyve ve sebzeyi seçiyorsunuz. Doğru olanda bu değil midir? Parasını verip alacağım domatesi neden pazarcıya seçtiriyorum? Sorsanız “efendim bize de böyle geliyor. Bu çürük ürünleri ayırırsak zarar ederiz” diyorlar. Birde vatandaş ucuz yesin bahanesine başvuruyorlar. İyi de vatandaş sizin çürük ürünlerinizi alınca siz kazanmış vatandaş zarar etmiş olmuyor mu? Kusura bakmayın ama pazarcı esnafı artık kendini değiştirmeli. Pazar sistemi de değişmeli. Seçemediğim ürüne para vermek inanın mantıklı gelmiyor. Eyvallah…