Geçtiğimiz hafta 2022 –2024 dönemini içeren Orta Vadeli Plan (OVP) açıklandı ve bazı hedeflerde değişiklikler olduğunu gördük. Geçmiş dönemlerde toplantı halinde yapılan bu açıklamalar bir pazar akşamı resmî gazetede yayınlandı. Öncesine göre piyasa ve piyasa yapıcılarla istişare edilmeden bir gece açıklanan bu programın hedeflere uzak mı yoksa gerçekçi bir hedef mi var bunları değerlendirelim.
Verileri incelediğimizde hedeflerin ulaşılabilir olup olmadığını ve nasıl bir politika izleneceği hakkında bir fikir elde etmiş oluruz. Enflasyon konusu bizim son dönemde çokça tartıştığımız ve yarım asırdır ülkemizin kronik bir sorunu olarak süregelmektedir. En uyumsuz konulardan bir tanesi de enflasyon konusu çünkü 2024 yılı sonunda %5 hedefi olan enflasyonun hükümetin planları arasın yer almamasıdır. Ayrıca Merkez Bankasının 1,5 ay önceki raporunda enflasyon yıl sonu tahmini %14,2 iken şu an OVP açıklanan rakam %16,2 olması yakın vadedeki hedefin bile gerçekleşmekten uzak olduğunu hem de kurumların bir bütün olarak hareket etmediğini ve de hedef belirlemede başarısız olduğumuzu göstermektedir. Yani geçmiş yıllarda olduğu gibi enflasyon hedefine yaklaşmak hedeflenmiştir. Ayrıca kurumlar arasında uyumsuzluk ve birlikte hedeflere ulaşma konusunda olumsuzluklar olduğu ortaya çıkmaktadır. Geçmiş yıllarda bunu cari açık konusunda da görmüştük.
Türkiye ekonomisi 2013 yılında 957,8 milyar $ ve 12.615 $ kişi başı milli gelir ile zirve yapmış ve daha sonra bu rakamlar gerilemeye başlamıştır. Geriye dönüp baktığımızda 10 yıl önceki gerçekleştirilen rakamlar bugün tekrardan hedef olmuştur. 2013 yılında Cumhuriyetimizin 100. Yılı 2023 için verilen hedefler ise; GSYH 2 trilyon $ ve Kişi başı milli gelir 20 bin $ olan hedeflerin bugün üzülerek çok uzağında kaldığımızı belirtirim. Hedeflerin neden uzağında kalıyoruz? Bu soruya cevap arayarak ve hedeflerimizi benimseyerek, inanarak çalışmalıyız. Gerçekçi hedeflerin yapılmaması için bir neden yoktur.
Artık katma değerli, teknolojik ve sürekli güncellenebilen ürünler üretmeliyiz ki uluslararası arenada rekabet edebilelim. Hedeflerin olması güzel bir durum. Ulaşılmaz hedef yoktur yeter ki doğru, planlı ve uyumlu bir şekilde çalışalım. Bunun içinde kapsamlı bir yapısal dönüşüme ve ciddi tasarruflara ihtiyacımız vardır. Ayrıca sürdürülebilir, öngörülebilir, fiyat istikrarı ve şeffaf politikalar yatırımcılar açısından ekonomilerde aranan en temel kurallarındandır. Ülke olarak güzel başarılar elde ettiğimiz, bu başarıların toplumun tamamına yayıldığı ve gelir eşitsizliğinin azaldığı güzel günler dileğiyle.
Bu hafta ABD TÜFE, Sanayi endeksi ve Perakende satışlar verilerini takip edeceğiz. Cuma kapanışta ABD ve Avrupa Borsalarında satışlar vardı ve devamı gelecek mi göreceğiz. Bazı FED üyelerinin “Etik Sebeplerle” diye borsalardaki pozisyonlarını likidite edeceklerini açıklamaları satışları hareketlendirdi. Borsalarda hala ciddi bir düzeltme hareketi olmasını yönündeki düşüncemi koruyorum. Dolar Tl açısından ise yılın son çeyreği biraz daha hareketli geçecek gibi görünüyor. 8,27 artık ciddi bir destek seviye oldu ve bu seviyenin altında bir fiyatlamanın zor olduğunu düşünüyorum. 8,46 seviyesinin üzerinde kaldığı sürece kurda yukarı hareketler olacaktır. Bereketli, bol kazançlı hafta dileğiyle…
Saygılarımla…12.9.21