Küresel sisteme baktığımızda bazı dönemlerde çok ciddi ekonomik sorunlar yaşandığını görmekteyiz. Yakın geçmişe baktığımızda ise tüm dünyayı etkilen kriz 2008 yılında yaşanan küresel finans krizidir. 2008 Küresel krizinin temelinde gayrimenkul ve kredi balonu yatmaktadır. Artan konut fiyatları ile herkese kredi oluşturulması ve daha sonrasında fiyatlarda yaşanan düşüş ile de menkulün krediyi karşılayamaması sonucunda insanların evleri satılmak zorunda kaldı. 2000’lerde yaşanan yüksek teknoloji şirketlerinin hisselerinde yaşanan balon sonucunda FED’in ekonomik durgunluğu gidermek için faizleri düşük tutması da bir nedendir. Mortgage kriziyle beraber emlak sektöründe bir balon oluştuğu ve fiyatlarda ciddi bir düşüş yaşandığını gördük. Sadece fiyatlar değil doğru eksper raporlamaları yapılmadan ve kişilerin ekonomik durumları doğru bir şekilde analiz edilmeden verilen krediler bu krizin temeliydi.
2020 yılında Çin’de başlayan Covid19 nedeniyle tüm dünyada yaşanan ekonomik kriz sonucunda da merkez bankalarının faizleri düşük tutması ve ekonomi canlandırmak için piyasalara bol likidite sunmaları sonucunda borsalarda çok ciddi bir yükseliş yaşanmıştır. İnsanlara nakit yardımının yapılması ve kredilerin ucuz ve kolayca verilmesine ek olarak bahis işlemlerinin azalması ile oradaki paralarda hisse piyasasına kaymıştır. Ülkemizde hisse piyasasında 2 milyonu aşkın kişi işlem yapmaktadır yaklaşık 780 bin kişi ise son bir yılda sisteme dahil olmuştur.
Son 1,5 yılda küresel borçlanma 20 trilyon $ artarak 280 trilyon $ seviyesine yükselmiştir. GSYH’nın yaklaşık 3,5 katına yaklaşan bu rakamın ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını söyleyebiliriz. Gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin borçlanmasında bir artış olduğu görülmektedir. Faizler düşükken bu borçlanmalar güzel gelmektedir fakat faizlerin artacağı günler geldiğinde bizi yeni bir finansal krizin beklediğini söyleyebiliriz. Küresel Merkez Bankaları 2020 yılında 207 kez faiz indirdiler. 2020 yılı Mart ayında yaşanan düşüşten sonra MSCI Dünya Hisse Senetleri Endeksi %75’e yakın yükseldi. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde bizleri bir hisse krizinin beklediğini söyleyebiliriz.
Grafikte S&P 500 kullanmamın nedeni hem ABD’nin en önemli göstergelerinden hem de orada başlayacak bir hareket tüm borsalara yansıyacak olmasıdır. Bizim BİST100 endeksinde de yaklaşık %20-25 bir düşüş ile 1300 seviyelerine gerilemesini bekliyorum. Ayrıca Goldman Sachs raporunda S&P 500’de açığa satılan hisse senetlerinin oranı, toplam endeks piyasa değerinin sadece %1,6’sına denk geliyor. Bu neden önemli derseniz ise, 2000 yılında internet krizinde de bu oranlar olduğu dikkat çekmektedir. Yabancı kaynaklı yayınlanan raporlara baktığımızda da Mayıs-Haziran aylarında bir hisse krizi olması beklendiği yönünde görüşler bildirilmektedir. Benim fikrim ise daha öncesinde olması yönündedir. Grafiğin üzerinde 2008 krizinde borsalarda yaşanan düşüş ve yükselişleri belirledim buna bakarak Mart/Nisan aylarında bir kriz olması muhtemeldir. Bütün yatırımcıları daha dikkatli olmalarını tavsiye ederim. Buradaki görüşler kişisel görüşüp olup, yatırım tavsiyesi değildir.
Saygılarımla…