Son Dakika Haberler
“Eti senin kemiği benim” dediğimiz günlerden her fırsatta darp ettiğimiz, hakaret ettiğimiz, şikayet ettiğimiz zamanlara geldik. Kendi çocuğumuza bile terbiye veremeyen bizler çocuğun tüm gelişiminde ki dengesizliklerini öğretmenlere yıktık. Kendimizin dövdüğü çocuklarımızın kulağının çekilmesine bile tahammül edemeyip okul bastık. Çocuğumuzun tüm şımarıklığı, ders çalışmamasının tek sorumlusu öğretmenlerindi çünkü! Değerler eğitiminin temeli ailede başlardı ama biz 40 kişiye ders atlatmaya çalışan öğretmenlere bunu da yükledik. Kavga eden hırçın çocuğunda sorumlusu öğretmenlerdi! Öyle ya bizim çocuğumuz yalan söylemez, bizim çocuğumuz kavga etmezdi! “Hocanın vurduğu yerde gül biter” atasözünden bu yana çok şey değişti. Hocanın vurduğu yerde artık veli eline bıçakla bitiyor. Koskoca Cihan Padişahı 2. Murat, ilerde İstanbul’un Fatihi olacak oğlu Mehmet’in şımarmaması için eğitim veren hocalarına kendine fırça attırmıştı. Rivayetlere göre Sultan Murat’a hocanın tokat attığı da söylenir. Bunu gören (Sultan) Mehmet babasına yapılan muameleyi görünce amiyane tabirle tırsmış, yaramazlıklarına son vererek disiplinli bir öğrenci olmuştu. Tabi bizim çocuklarımız şehzade! Kimse çocuğumuzun psikolojisiyle oynayamaz! Belki biz evde kavga eder, ağzımızdan küfür eksik olmaz ama bunu öğretmen yapamaz öyle değil mi? Tüm bu eleştirileri yaparken eğitimde şiddeti övmüyorum. Demek istediğim ipin ucunu kaçırdık. Çocuğu korumak öğretmeni Cimer’e şikayet etmeyle, okul basmayla, öğretmene dayak atmayla olmaz. Çocuğumuzun geleceğini emanet ettiğimiz öğretmenlerimize karşı yapılan her türlü saldırıyı kınıyorum. Öğretmenlerimiz hayatın mücadelesini verirken bir yandan da bizim evlatlarımıza ışık oluyorlar. Kendimizin bile yetemediği çocuklarımıza karşı emek verenlere yapmayalım. Lütfen!..
Yorumlar