​ÇUKURA DÜŞMEYELİM

Küfreden dedeler, torunlarının oyunlarında rol alan nineler, babasına sövüp tıklama alanlar, şirazeden çıkmış aileler, her yerini açıp dans edenler, travestiler, el hareketi yapanlar vs… Sosyal medya ile görmediğimizi görüyor, duymadığımızı duyuyoruz. Gençlerin saatlerce vakit geçirdiği, özendiği, güldüğü, eğlendiği, öğrendiği, örnek aldığı bu mecra yoldan çıkmış durumda. Evet tüm bunları yaşıyor ve görüyoruz. Peki biz ne yapıyoruz? Sadece çocuklarımızı uzak tutmaya çalışıyoruz ancak bunda da pek başarılı olamıyoruz. İçerik üreticilerinin nedense büyük çoğunluğu bu çukuru iyi bilen, tıklanma uğruna her türlü kepazeliği yapan kesim. Biz ise kendi vakıf ve derneklerimizin reklamından öteye geçemiyoruz. Sosyal medya sadece siyasi eğilimleri değil, geleceğimizin ahlaki ve manevi değerlerini de etkiliyor. Etkilemeyi geçtik burada yaşanan hayatları evlerimizde yaşar olduk. 15 yaşında ki çocuğum “baba dövme yaptırsam nasıl olur?” diye sorduğunda afallıyorum. Saatlerce dövmenin sıkıntılarını, değerlerimizde olmadığını, sağlıksız olduğunu anlatıyorum. Bugün ikna ediyorum ama peki yarın ikna olacak mı? Çocuklarımızın notlarındaki endişeyi, iş bulabilecek mi kaygısını, atanabilecek mi korkusunu yaşadığımız kadar yetişme çağında çocuğumuz bu mecradan nasıl etkileniyor? Buna bakmamız gerekiyor. Rızık endişesi taşıdığımız kadar ahlakı, karakteri, merhametine de bakmamız gerekmiyor mu? Diyelim çocuğumuz İyi bir okul, iyi bir meslek ve iyi bir kariyer yapsa ancak karşımıza çıkıp baba ben cinsel tercihimi değiştirmek istiyorum dese ne diyeceğiz? Böyle bir durumu hangimiz kabullenebilir? Bu ateş çukuruna çocuklarımızı atamayız. O çukuru bize hazırlayanları Allah Islah etsin… İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk edecek misin? Bu iş, senin imtihanından başka bir şey değildir; onunla dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletirsin. Sen bizim velîmizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı! (Araf 155 )